Yapılan araştırmalar dünyadaki okul çağı çocuklarının 10 tanesinden 1‘inin aşırı kilolu ve bunların yüzde 2-3’ünün de obez olduğunu gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası Obezite Çalışma Grubu’nun küresel tahminlerine göre 5 yaş altı çocukların yüzde 3’ü obez. Gelişmiş ülkeler, ABD ve özellikle de İngiltere’de bu oranlar en yüksek seviyede. Örneğin 1976 ile 2004 yılları arasında ABD’de kiloluluk oranı; bebeklerde yüzde 7’den yüzde 12’ye, 2-5 yaş arasında yüzde 5’ten yüzde 14’e, 6-11 yaşları arasında ise yüzde 4’ten yüzde 19’a yükselmiş. Bu nedenle obezite ile ilgili önlem almaya “Hamile olduğunuzda başlayın” uyarıları var.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, anne karnında 15 haftalık olan ceninin bile lezzet duygusu gelişiyor. Yani bebek, hamile annenin karnında kendini çevreleyen amniyotik sıvısında tadı tespit edilebiliyor. Tatlı gıdalar daha rahat yenirken acı olarak tanımlanan yiyecekler tercih edilmiyor. Kadınlar eğer hamilelik döneminde sağlıklı gıdalarla beslenirse bebeklerin ileride obez olması zorlaşıyor.
Erişkin obezler bebekken de obezdir
Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi, Çocuk Endokronolojisi bölümünden Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz obezitenin, genetik ve çevresel etkileşimi bulunan ciddi bir hastalık olduğunu belirtiyor ve şunları söylüyor, “Sadece erişkinlerde değil, çocuklarda da önemli bir hastalık. Ülkemizde son okul çalışmaları obezite oranının giderek arttığını ve yüzde 10-15 aralığında gözlendiğini ortaya koyuyor. Çocuklarda obezite kontrol ve tedavisini aksatmamalıyız, çünkü erişkin obezlerin çoğu çocukken de obezdi, bunu unutmamalıyız.”
Doğum ağırlığı ve obezite ilişkisi
Doğum ağırlığı 2500 gramdan az olan çocukların ergenlikte obezite riski daha fazla. Doğum kilosu aşırı olan (4 kilogramın üstü) bebeklerde de hayatın ileriki dönemlerinde obezite riskinin normal doğum kilolu (3 kilogram civarı) olan bebeklere göre fazla olduğunu gösteren araştırmalar mevcut.
Fiziki çevre ve kilo arasında bağ var
Obezite büyük metropollerde daha sık görülüyor. Bu olay ekonomik durumdan bağımsız. Daha az yoğunlukta insanların yaşadığı yerlerde, daha az görülüyor. Tek çocuklu ailelerde risk daha fazla. Ailenin birey sayısı arttıkça, obezite riski azalıyor.
Anne sütü verin
Anne sütü, formül sütlerden daha az tatlı olduğu için doğal sütle beslenen bebeklerin obez olma ihtimalleri daha düşük oluyor. Anne sütü ile beslenen çocuklarla mama ile beslenen çocukların 14 yıllık izlenme sonuçlarına bakınca; anne sütü ile beslenenler biberonla beslenenlere göre 5.9 kg daha zayıf oluyor.
İlk 7 ay çok önemli
Bebeklere verilen ilk gıdalar tatlı meyve ve süt olursa, bebeğin sebzeyi acı kabul etmesi kaçınılmaz. Bebek yaşamının ilk 4-7 ayında tüm gıdalara açıktır. Bu dönemde sağlıklı gıdaların tümüne alıştırılabilir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre erken sütten kesilen bebeklerde obezlik görülüyor.
Sağlıklı beslen çok hareket et
Çocuklara devlet müdahalesi ile şekerli içeceklerin satışı sınırlanmalı. Evde ya da okulda internet başında iki saatten fazla zaman geçirilmemeli.
6 yaşından itibaren spor yapılsın
Ergenlik dönemindeki çocukların yüzde 70’i, yani 10 obez ergenden 7’si erişkinken de obez. Bunun sebebi, fizyolojik olarak 6 yaşından sonra vücuttaki yağlanmanın kontrolsüz olarak artması. Bu nedenle okul çağındaki çocuklar 6 yaşından itibaren spor yapmalı ve hareket halinde olmalı.
Az ve sık, günde 6 öğün beslenmeli
Midede devamlı tokluk hissi olmalı ve öğün miktarları azaltılarak mide hacmi küçültülmeli. Evde salatalık, marul gibi yeşillikler devamlı bulundurulmalı ve acıktıkça kalori değerleri çok düşük olan bu besinler tüketilmelidir.
Obeziteyi adım adım önlemek
– Çocukların 3-4 yaşından itibaren boş zamanlarını değerlendirecek uğraşları olmalı ve böylece sıkıldıklarında yemek yemeleri engellenmeli.
– Fiziksel aktivite yapmalı, bilgisayar başında 2 saatten fazla durmamalı, çalışmaya 10-15 dakika ara verip hareket edilmeli.
– Fast food denilen hızlı hazırlanan yiyeceklerden kaçınılmalı, kızarmış ve yağ içeriği fazla yiyecekler verilmemeli, sebze ve meyve yeme alışkanlığı kazandırılmalı,
– Gerekirse ailenin beslenme alışkanlıkları çocuğun beslenmesine göre değiştirilmeli,
– Bebeklikten itibaren tatlılardan ve besin değeri düşük yiyeceklerden kaçınılmalı,
– 7 yaşından itibaren düzenli ve sağlıklı yemek alışkanlığı okul programlarına da girmeli,
– Obezite oluşumunda tüketilen besinlerin kalori içeriği kadar yeme hızı da önemli. Yemek ne kadar hızlı yenirse, yemeğin bitmesinden önce gelişen doygunluk hissi de o kadar azalır. Bu nedenle yavaş yemek yemek ve iyi çiğnemek gerek. Yemek yemeye başladıktan ortalama 20 dakika sonra beyine doyma mesajları gider.
– Çocuk kendi başına yemeye başlamasının ardından az yağ tüketmeli ve zeytinyağını tercih edilmeli; un ve şekerden uzak durulmalı.
– Porsiyonları küçük tutulmalı, gerekirse evdeki büyük tabakların yerine daha küçüklerini kullanılıp: ikinci oğünlerden uzak durulmalıdır.
– Az ve sık yemek (3 ana 3 ara öğün) sürekli tokluk hissi sağlayacağından; uzun süre açlıktan sonra görülen insulin salınımını da önleyeceginden; insulin direnci riskini azaltır.
– Kahvaltı mutlaka ama mutlaka düzenli yapılmalı.
– Şekerli ve gazlı içecekler azaltılmalı, araca binmek yerine mümkünse yürünmeli.