Türkiye’de her 8 kadından birinde, yaşamlarının bir döneminde meme kanseri gelişiyor. Aslında her kadının kabusu olan bu kanser türünden büyük oranda korunmak ise mümkün. Üstelik bol sebze ve meyve tüketmek, haftada 150 dakika egzersiz yapmak gibi oldukça basit formüllerle…
Meme kanserinin gelişmesinde; cinsiyet, ileri yaş, genetik geçiş, aile öyküsü, meme dokusunun yoğun olması ve farklı hastalıklar nedeniyle daha önce göğüs bölgesine radyoterapi uygulanmış olması gibi faktörler kişinin değiştiremeyeceği risk faktörlerini oluşturuyor. Ancak bir de değiştirilebilir risk faktörleri var ki, meme kanseri riskini büyük oranda azaltabiliyor.
Anne olmak için gecikmeyin
Doğum yapmak, özellikle de 30 yaşından önce ilk doğumu yapmış olmak, meme kanseri gelişme riskini azaltan önemli bir faktör. Üstelik bu risk her doğumla yüzde 7 oranında azalıyor.
Bebeğinizi bol bol emzirin
Meme kanseri sıklıkla 50 yaşından sonra görülse de, menopoz öncesi dönemde de, yani genç yaşlarda da gelişebiliyor. Ailesinde meme kanseri öyküsü bulunan kadınlarda risk daha yüksek oluyor. 30 ülkede 150 bin kadını kapsayan 47 çalışmanın tümü değerlendirildiğinde; emzirmenin meme kanseri üzerindeki koruyucu etkisi gösterilmiş. Yapılan çalışmalarda 12 ay emziren kadınlarda riskin yüzde 4 oranında azaldığı tespit edilmiş.
Formda kalın
Aşırı kilolu veya obez olmak meme kanseri riskini artırıyor. Bunun nedeni ise kilolu kişilerde kandaki cinsiyet hormonları, insülin ve insülin büyüme faktörü 1 ile bel çevresi kalınlığının artması. Tüm bu faktörler de meme kanseri açısından risk oluşturuyor. Menopoz sonrası kilo almak meme kanseri riskini daha da artırıyor. Çünkü bu dönemde kadınlarda meme kanseri riskini artıran östrojen hormonunun ana kaynağını yağ oluşturuyor.
Meyve- sebze tüketin
Yağ içeriği yüksek olan besinler uzun süre tüketildiklerinde, meme kanseri için risk faktörü olan östrojen hormonunun düzeyi yükseliyor. Bunun sonucunda da kansere yakalanma riski artırıyor. Bu nedenle aldığınız total enerjinin sadece yüzde 20-25’i yağdan gelmeli. Risk faktörüne sahip değilseniz bu oran yüzde 30’lara çıkabiliyor. Günde 5-6 porsiyon sebze meyve tüketmeniz de çok önemli. Bunun nedeni ise sebze ve meyvelerin içerdikleri antioksidanlar sayesinde meme kanseri gelişme riskini azaltabilmeleri. Haftada 5 kez kırmızı et yenilmesiyle meme kanseri riskinde artış olduğunu gösteren çalışmalar da mevcut. Dolayısıyla meme kanserinden korunmak için kırmızı et tüketimini abartmayın.
Haftada 150 dakika egzersiz yapın
Yapılan araştırmalar her gün aktif spor yapmanın meme kanseri riskini azalttığını ortaya koyuyor. Uzmanlar, meme sağlığı için haftada 150 dakika yürüyüş ve pilates gibi aerobik egzersiz veya 75 dakika ağır spor ve haftada 2 kez kardiyo çalışması öneriyor. Fiziksel egzersiz ile kanser arasındaki ilişkinin, insülin direnci, salgılanan büyüme faktörleri ve bağışıklık sistemi ile bağlantılı olduğu düşünülüyor. Sedanter yaşam kanser riski açısından bağımsız bir risk faktörü olarak kabul ediliyor.
Doğum kontrol hapı kullanmayın
Bazı çalışmalar; doğum kontrol haplarını 10 yıldan uzun süre kullanan kadınlarda, hiç kullanmayanlara göre meme kanseri riskinin az da olsa arttığı tespit edilmiş. Kullanımı bırakınca 10 yıl sonra risk tekrar normale dönüyor. Bu nedenle doğum kontrol hapı kullanmadan önce, diğer risk faktörlerinizin değerlendirilmesi için doktorunuzla görüşmeniz çok önemli. Günümüzde kullanılan düşük dozlu doğum kontrol hapları ise meme kanseri riskini artırmıyor.
Hormondan kaçının
Bundan 10 yıl öncesine dek, menopoza bağlı ateş basması, terleme gibi yakınmaları ve osteoporozu önlemek için östrojen ile progesteron içeren hormon tedavileri yaygın olarak kullanılıyordu. Ancak çalışmalar gösterdi ki kombine hormon tedavisinin (östrojen+progesteron) menopoz sonrası dönemde 3-5 yıldan uzun süre kullanımı meme kanseri riskini artırıyor. Bu yüzden hormon tedavisi tıbbi gereklilik durumları dışında önerilmiyor. Östrojenin tek başına kullanımı ise riski artırmıyor.
Alkol ve sigara kullanmayın
Alkol kullanımı arttıkça meme kanseri gelişme riski de artıyor. Bunun nedeni ise alkolün, besinlerden aldığımız ve meme kanserini önlemede etkisi olan folat maddesinin kandaki miktarını azaltması. Çalışmalar, her gün düzenli olarak 3 kadeh ve daha fazla alkol tüketen kadınlarda meme kanseri riskinin tüketmeyenlere oranla yüzde 40 daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Alkol tüketiyorsanız, günde bir kadehle sınırlandırmanız çok önemli. Çalışma sonuçları, sigara ile meme kanseri arasında da bir ilişki olduğunu gösteriyor. Bu risk menopoz öncesi dönemde daha belirginleşiyor.
Doktorunuzun önermediği vitaminleri kullanmayın
Vitamin D düzeyi düşük kişilerde bunun yerine konması hem meme hem kemik sağlığı açısından yarar sağlıyor. Ancak doktorunuz önermediği takdirde, eş dost tavsiyesi ile vitamin desteği almayın. Aksi takdirde ciddi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Herhangi bir vitamin desteği almadan önce doktorunuza mutlaka danışmayı ihmal etmeyin. Hekiminiz muayene ve tetkikler sonucunda vitamin takviyesine ihtiyacınızın olup olmadığını belirleyecektir.
Ailenizdeki kanser öyküsünü öğrenin
Anne, baba ve kardeşlerin yanı sıra teyze, hala amca ve kuzenlerdeki meme, over (yumurtalık), rahim ve kalın bağırsak kanser öyküsünü öğrenmeniz, ailenizden gelen genetik risk faktörlerinin belirlenmesinde büyük önem taşıyor. Erken yaşlarda kanser görülmesi veya belli bir kanser tipinin fazla görülmesi kalıtımsal risk faktörünü artırıyor. Bu durumun belirlenmesi de erken tanı konulmasında, hatta önlenmesinde büyük önem taşıyor. Meme kanseri riski yüksek kişilerde hastalığın gelişimini önlemek amacıyla ilaç kullanımına başlanıyor. Dolayısıyla risk grubunda olup olmadığınızı öğrenmek için risk profilizin belirlenmesi gerekiyor.