Hemen hepimiz vücudumuzdaki tüylerden rahatsız oluyoruz ve bu istenmeyen tüylerden kurtulmak istiyoruz ama aklımıza takılan sorular var ve bunların cevaplarını arıyoruz. İşte aklımızdaki soruların cevabı…
Fulya Tezel Dermatoloji Kliniği sahibi Dr. Fulya Tezel, lazer epilasyon uygulamalarına yönelik mutlaka bilinmesi gereken önemli noktalar hakkında bilgi verdi.
Yeni teknolojilerin gelişmesiyle birlikte ağda, cımbız, jilet gibi geleneksel tüy alma teknikleri yerine lazer sistemleriyle istenmeyen tüylerden kurtulmanın daha popüler hale geldiğini belirten Dr. Fulya Tezel, bu sayede hastaların daha kısa sürede daha konforlu olarak istedikleri sonuçlara ulaşabildiğini söyledi. Lazer epilasyon için geliştirilmiş birçok farklı teknoloji bulunduğunu belirten Tezel, şunları kaydetti:
“Bunlar lazer enerjileri ve IPL sistemleridir. Dalga boylarına göre lazerler alexandrite (755nm), diod (810nm) ve ndyag (1064nm) olarak isimlendirilirler. Bunlar deriyi farklı derinlikte etkilemektedir. Kullanılan bu sistemlerde elde edilen ışık enerjisi kıl köklerinde ısı enerjisine dönüşür ve bu sayede kıl köklerinde kalıcı tahribata sebep olur. Kıl köklerinde bulunan ve kıllara renk veren madde lazer tarafından üretilen bu ışığı emmektedir. Bu sayede lazer enerjisi kıl köklerine ulaşıp kalıcı tahribat yapabilmektedir.”
“Hastaların deri rengi, kıl kalınlığı ve yapılacak bölgenin özellikleri dermatoloji uzmanı tarafından değerlendirilerek hangi sistemin kullanılacağına karar verilmektedir” diyen Tezel, “Kılları kalın olan hastaların kıl köklerindeki kıllara renk veren maddeleri de daha yoğun olduğu için lazer epilasyona daha iyi yanıt vermektedir ve böyle hastalarda daha düşük dalga boylu lazer sistemleri kullanılabilir. Deri rengi koyu olan hastalarda ise deri hasarını önlemek için, ışık enerjisini daha derine gönderebilen yüksek dalga boylu lazer sistemleri kullanılabilir. Böylelikle deride bulunan pigmentlerin ışık enerjisini emip yanık, deride renk değişikliği gibi yan etkilere sebep olmasını engellemiş oluruz. Sonuç olarak hangi epilasyon sisteminin kullanılacağı dermatoloji uzmanı tarafından yapılan iyi bir kıl ve deri muayenesi sonrasında belirlenmektedir” diye konuştu.
LAZER EPİLASYON KİMLERE YAPILABİLİR?
Lazer epilasyonun cinsiyet farkı gözetmeksizin istenmeyen kılları olan bayan erkek herkese yapılabildiğini belirten Tezel, “Son zamanlarda özellikle erkek hastalar elmacık kemikleri ve kaş üstlerine sıklıkla yaptırmaktadır. Bayan hastalar ise sıklıkla temizliği zor olan genital, koltuk altı ve bacak uygulamalarını tercih etmektedir. Özellikle batık problemi olan hastalarda lazer epilasyon en iyi tedavi seçeneğidir. Adet döngüsü ve ergenlik gelişimi tamamlanmış her hastaya uygulanabilir. Ailelerin bilinçlenmesiyle birlikte artık lazer epilasyona daha erken yaşlarda başlanmaktadır. Böylece hastalarımız ciltte tahrişe sebep olan ağda jilet gibi yöntemlere daha az ihtiyaç duymaktadır” diye konuştu.
LAZER EPİLASYONUN HERHANGİ BİR SİSTEMİK YAN ETKİSİ YOKTUR
“Lazer epilasyonda yapılırken kullanılan ışık enerjisi cildimizde kılların bulunduğu tabaka kadar ulaşabilmektedir. Deri altındaki yağ tabakası, derin doku ve organlara ulaşabilmesi mümkün değildir. Bu sebeple herhangi bir sistemik yan etkisi yoktur. İç organlara zarar vermez” diyen Tezel şunları kaydetti:
“Özellikle genç bayan hastaların en çok merak ettikleri soru yumurtalıklara zarar verip kısırlığı sebep olup olmadığıdır. Yumurtalarımız çok derin yerleşimli organlarımızdır. Ve bu ışık sisteminin yumurtalara ulaşması mümkün değildir. Uzun yıllardır uygulanan bu yöntem kesinlikle kısırlığa neden olmamaktadır.
Yaklaşık 20 yıldır kullanılan bu sistemin herhangi bir kansere sebep olduğunu gösteren hiçbir bilimsel çalışma bulunmamaktadır.
Uzman doktor kontrolünde yapılmayan uygulamalar deride yanık, kalıcı iz, renk değişikliğine sebebiyet verebilir. Deri renginize ve kıllarınızın kalınlığına bakılarak hangi sistemin kullanılacağına karar verilip; kullanılan sistemlerde doğru enerji ve atımlarla derinize herhangi bir yan etkiye sebebiyet vermeden tedavi iyi bir muayene sonrasında yapılabilir.”
TEDAVİLERLE SAĞLANAN EPİLASYON KALICIDIR
Doğru sistem ve dozlarla yapılmış tedavilerle sağlanan epilasyonun kalıcı olduğunu belirten Tezel, “Hormon bozukluğuna yol açan hastalıklar, kıllanmayı tetikleyen ilaçlar gibi bazı faktörler kılların yeniden çıkmasına sebebiyet verebilir. Özellikle tedaviye başlamadan önce altta yatan hormon bozukluğu olup olmadığı araştırılmalıdır. Adet düzensizliği olan hastalar, gerekli tetkiklerin yapılması için mutlaka yönlendirilmelidir” dedi.
Ortalama seanslarla ilgili bilgi veren Tezel şunları söyledi:
“Tedavi edilecek bölgeye göre seans sayıları değişkenlik göstermektedir. Kişilerin kıl kalınlığı, deri renkleri, hormonal durumları farklılık göstereceği için herhangi bir seans sayısı söylemek her zaman doğru değildir. Uygun şartlarda ortalama 6-8 seans yeterli olmaktadır. Yüz, kol gibi zor bölgelerde daha fazla seansa ihtiyaç olabilir.
Lazer epilasyon sadece büyümekte olan kıllara etki etmektedir. Dinlenme safhasında olan kılları etkilememektedir. Bu nedenle kıl döngüsünü uygun saflarda yakalayabilmek için 6-8 haftalık periyodlarla tedavi planlanmalıdır.
Bronzlaşma olmadığı sürece yaz kış tedavi yapılabilir. Tedavi sonrasında uygulama bölgelerine güneş koruyucu krem kullanılmalıdır. Bronzlaşan hastalarda ten rengi normale dönene kadar (ortalama bu süre 6 haftadır) tedaviye ara verilmelidir.”