Fazla kilolarımızın ilk suçlusu sudur, çünkü “su içsek yarıyor”dur. İkinci suçlu ise genelde ailelerimizdir. Genlerimize fazla ağırlığımızın suçunu yüklemeyi genelde uygun buluruz. Bilimsel araştırmalar, her ne kadar genlerin obezitede önemli rol oynadığını göstermiş olsa da, obezitenin oluşumunda hiçbir zaman tek faktör rol oynamaz. Genlerimiz kadar biz de de hata olabilir. İşte şimdi yüzleşme zamanı!
Bahane 1: Ailemde kimse diyet ile zayıflayamadı…
Gerçek 1: Kalıtımsal olarak diyabete yatkınlık, tiroid hastalıkları riski taşıyor olabilirsiniz. Öncelikle gerekli kan bulgularını bir uzman doktor eşliğinde kontrol ettirmelisiniz. Eğer fazla kilolarınıza sebep bir hormonal bozukluğunuz yok ise genlerinizi suçlamaktan vazgeçmenin zamanı geldi. Ayrıca aile fertlerinin diyet ile sonuç alamamalarının sebebi belki de beslenme programlarını tam anlamıyla uygulamamış olmalarından kaynaklanıyordur. Bu gerçeği de göz ardı etmemelisiniz.
Adım 1: Ailenizde kalıtımsal bulunan hastalıklar açısından gerekli tetkikleri yaptırın. Eğer bir sağlık probleminiz var ise mutlaka doktor kontrolünde gerekli tedaviyi almanız gerekiyor. Bir sağlık probleminiz yok ise bir diyet uzmanı eşliğinde diyet programına başlayın ve ailenizde, sosyal çevrenizde size gerçekten destek olacak kişileri bulun ve bu konuda size yardımcı olmalarını rica edin.
Bahane 2: Ailemde hiç kimse sağlıklı beslenmiyor…
Gerçek 2: Ailenizin veya birlikte yaşadığınız kişilerin beslenme alışkanlıkları sağlıklı olmayabilir. O zaman belki de ilk adımı siz atmalısınız. Eğer başka bir aile ferdi yemekleri hazırlıyorsa, ondan kızartma yiyecekler yerine yemekleri ızgara, haşlama, fırında yapmasını rica etmelisiniz. Bir tencere yemeğe eklediği yağ miktarını yarıya indirmesinin bile bir başlangıç olduğunu unutmayın. Eğer yemekleri siz hazırlıyorsanız, yemeklere eklediğiniz yağ miktarını azaltın, sağlıklı pişirme yöntemleri tercih etmeye başlayın. Evdekiler bir anda ısınamayabilir, ama yapacağınız ufak değişiklikleri de fark etmeyeceklerdir.
Adım 2: Birlikte yaşadığınız kişiler ile yediğiniz yemekler konusunda iletişime geçin. Dışardan çok fazla sipariş veriyorsanız daha sağlıklı olanları tercih etmeye başlayın. Her hafta mutfağınızda ufak ve sağlıklı bir değişiklik yapın.
Bahane 3: Spor yapmaya alıştırmadılar…
Gerçek 3: Ailenizdeki herkes sportif olmayabilir. Egzersizden hoşlanmayan bir çok aile ferdi olabilir. Bunun bir bahane olmadığını unutmayın. Bedeninizi korumak ve iyileştirmek tamamen sizin sorumluluğunuzda.
Adım 3: Bir anda bütün yaşam tarzınızı değiştiremeyebilirsiniz. Ufak değişiklikler ile başlayın. Asansör yerine merdiven kullanın, kendinize bir adım sayar alın ve günde 10.000 adım atmaya çalışın. Ailecek çıkacağınız akşam yürüyüşlerinin keyifli olabileceğini göz ardı etmeyin.
Bahane 4: Büyük bir aileyiz, organizasyonlar bitmiyor…
Gerçek 4: Kalabalık bir aile olduğunuzdan ötürü akşam yemekleri, beş çayları, düğünler bitmek bilmiyor olabilir. Böyle ortamlarda her ne kadar “Bir kereden bir şey olmaz”, “Ölümü gör” gibi sözler söylense de, yapılan her çeşidi yemek zorunda olmadığınızı unutmayın. Üzerinizde çok baskı varsa her çeşitten tadımlık alıp durmayı öğrenmenin vakti geldi de geçiyor.
Adım 4: Aile toplantılarında her çeşit besinden tüketmek zorunda olmadığınızı unutmayın. Kibarca teşekkür etmenin yetmediği yerlerde, “diyetteyim” demek yerine tok olduğunuzu söylemek ısrarın önünü kesebilir.
Diyetisyen & Yaşam Koçu Gizem Şeber Hakkında:
2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldu. Beslenme üzerine bir iş yapmak üzere üniversite sınavına giren Şeber ilk tercihi olan Hacettepe Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nü kazanarak okulu 4.’lükle bitirdi. Üniversitenin son senesinde Avrupa Birliği’nden burs kazanan Gizem Şeber, okulun bir dönemini Oxford Brookes’da okudu. Üniversiteden mezun olduktan sonra Alman Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Koordinatörü olarak iş hayatına başlayan Şeber, 2010 Ağustos ayından itibaren kendi diyet merkezini hizmete açtı. Alman Hastanesi’nde özellikle gebelikte beslenme, gebelik şekeri ve bulimia üzerinde çalışan Şeber, şu anda kendi merkezinde 120’den fazla hastaya hizmet veriyor.