Son dönemde yurt dışında başlayan, ülkemizde de özellikle sosyete arasında hızla yaygınlaşan evde doğum modasının temelinde “ev=sığınak=güven” bilinçaltı kodlamasının yattığı, buna karşın güven ararken steril olmayan ev ortamlarında enfeksiyon riski de beraberinde geliyor.
Uzun süredir hipnodoğum ve doğum koçluğu hizmeti veren Helpa Akademi’nin kurucusu Klinik Psikolog Gülşah Sam Orhan, ünlüler ve cemiyet hayatının medyaya da yansıyan evde doğum modasının önümüzdeki günlerde çok sayıda kişi tarafından tercih edileceğini tahmin ediyor ve evde doğumu değerlendiriyor…
Evde doğum sağlıklı ve güvenli değil
Doğumlarda sezaryen pek çok kişiyi ameliyat psikolojisine sokarak, doğumdan korkutuyor. Sancı korkusu sezaryene, ameliyat korkusu evde doğuma yönlendiriyor. Buna karşın geçmişte ninelerimizin “tarlada doğurur, sonra işine devam eder” mantığı günümüz şartlarında geçerli değil.
Ameliyata girmeden önce psikolojik yardım alan hamileler, ameliyat odalarını genellikle “ölüm soğukluğu“na benzetiyor. Burada zihnimizin bizi korkulara itmesinin en büyük sebeplerinden biri ‘anesteziden uyanamama‘ korkusu.
Korkunun nedeni bilinçaltı
Kişiler anestezi altına girdiklerinde kontrollerini kaybedeceklerini ve bir daha uyanamayacaklarını düşünürler. Ev ortamı bu tarzda düşünenler için her zaman daha güvenli gelir. Çünkü bilinçaltı kodlamalarımızda ev=sığınak=güven manası taşır. Bu nedenle yurt dışında çok sayıda kadın bu güvenli ortamın bebek ve anne sağlığı açısından daha iyi olacağını düşünerek evde doğuma yöneliyor.
Hafızalarımızı tazelersek eskiden doğum anında ölen kadınların hikayeleri azımsanmayacak kadar çok. Bunların en büyük sorumlusu doğumların işin ehli olmayan kişilerce yapılması. Doğum anında ve sonrasında anne enfeksiyonlara açık hale gelir. Bazen bu enfeksiyonlar hayatı tehdit edici boyutta olabilir.
Doğumun hastanenin steril ortamında yapılması durumunda, bu tarz komplikasyonlar engellenebilir. Evde hastane ortamında yer alan sıhhi teçhizat olmayabilir. Ani durumlar için aslında ev güvenli bir ortam değil. Dolayısıyla doğumun sezaryen veya normal doğum olmasına bakılmaksızın hastane ortamında yapılması gerekir.
Hastanede korkusuz doğumun sırrı bilinçaltı
Klinik Psikolog Gülşah Sam Orhan, hastanede korkusuz doğumun hipnodoğum ve doğum koçluğu olmak üzere iki yolu olduğunu belirtiyor. Hipnodoğum kişinin bilinçaltı kodlamalarını silme tekniğiyle doğum korkusundan arınarak doğuma girmesidir.
Hipnodoğum uzmanı kişiyi korkularından özgürleştirir ve güvenle doğuma girmesini sağlar. Bu terapide kullanılan hipnotekniği ameliyat korkusu olan bireylerde de rahatça kullanılır. Anne adayına güç ve motivasyon veren bir doğum koçununun olması ise her zaman kendisini iyi hissetmesini sağlar.
Doğum koçu, doğumda ve sonrasında emzirmeyi de kapsayan süreçte anne adayının yanında olur ve yapılması gerekenleri öğretir. Böylece doğum stresine girmeden rahat bir doğum geçirebileceksiniz.