MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Suriye’nin kuzeyinde hiçbir şart altında özerk, federasyon ve bağımsız bir Kürdistan kurulmasına fırsat verilmemeli, caydırıcılık ve milli güç unsurları seferber edilmelidir” diye konuştu.
Dağlıca’daki 5 askerin şehit olduğu helikopter kazasına değinen Bahçeli, ” İlgili kuşku ve muammalar netlik kazanmalıdır. Açıklamalar helikopterin güç kaybına bağlı olarak kaza kırıma uğradığını noktasında toplanmıştır. Ancak yazılı ve görsel basındaki bazı haberlerde, sözü edilen helikopterin bölücü terör örgütünün mayınlı saldırısıyla düşürüldüğü iddia edilmektedir. Buna rağmen kamuoyunun daha sağlıklı ve berrak aydınlatılabilmesi için helikopterin düşmesine neden olan her ne ise eğmeden, bükmeden ve sumen altı yapmadan ortaya çıkarılmalıdır. Bu nedenle başlatılan adli ve idari soruşturma süreci kısa süre içinde açıklığa kavuşturulmalıdır” diye konuştu.
“ARTIK ESAD YÖNETİMİNİN SİSTEMATİZE ETTİĞİ NE VARSA GÖZDEN DÜŞMEKTEDİR”
Bahçeli, “Suriye’deki gelişmeler, bu çerçevedeki şiddet ve vahşet manzaraları, bunun beraberinde meydana gelen tehlikeli oluşumlar gündemin en üst sıralarını haklı olarak işgal etmektedir. Bu ülkede akıl, teenni ve sağduyu tamamen kaybolmuştur. Barış Ortadoğu’nun kör kuyularında can çekişmeye terk edilmiştir. Özgür Suriye Ordusu ile Şam yönetimi düşman kamplara bölünmüş halde birbirine ölüm kusmaktadır. Suriye’nin toprak bütünlüğü, bu ülke halkının can ve mal güvenliğiyle insanlık onuru tesadüflere bırakılmıştır. Her gün ortaya çıkan kıyımlar, saldırılar ve cinayetler Suriye’yi kördüğüm haline sokmuştur. Görülmektedir ki, Esad ve muhalif unsurlar tüm hatlarıyla birbirlerine girmişlerdir. Büyük Ortadoğu Projesi’nin hedefindeki bir eşik de böylelikle aşılmak üzeredir. Artık Esad yönetiminin idealize ve sistematize ettiği ne varsa çaptan ve gözden düşmektedir” dedi.
“MUHALİFLERİN EYLEM YAPACAKİMKANLARI SÜREKLİ GENİŞLETİLMİŞTİR”
“Bugüne kadar Annan Planı bir işe yaramamıştır” diyen Bahçeli şunları söyledi:
“Birleşmiş Milletler gözlemci heyeti beklenen çareleri üretememiştir. Muhalif unsurların tahrik ve teşviki, rejimin tahammülsüz ve sert tedbirleri Şam’ın huzur duvarını çoktan yıkmıştır. Bildik oyuna dönüşen dostlar toplantıları Suriye’deki gerilimi tırmandırmış ve muhaliflere can simidi uzatmıştır. AKP hükümeti bu süreçte fazlasıyla efor sarfetmiş ve üzerine düşeni haddinden fazla yerine getirmeye çalışmıştır. ‘Bıçak kemiğe dayandı, hesabı sorulacak, Esad artık bırakmalı, zalimler hak ettikleri karşılığı alacak, en kötü senaryoya hazırlıklıyız’ sözleri Başbakan Erdoğan’dan devamlı işitilmiştir. Bu siyaset anlayışı nedense Şam yönetiminin döktüğü kanları yerinde bir şekilde eleştirirken, aynı yaklaşımı muhalif saldırı ve tahriklere göstermemiştir. Muhalifler her ne yaptıysa Başbakan Erdoğan’dan hoşgörü ve yardım görmüşlerdir. Hatta ülkemiz sınırlarında ağırlanmışlar, karargah kurmalarının önü açılmış, yabancı istihbaratlar kanalıyla silahlandırılmışlar, eylem yapacak imkan ve kabiliyetleri sürekli genişletilmiştir.”
“TÜRK BAYRAĞINA SALDIRMAYA CÜRET ETMELERİ TERBİYESİZLİKTİR”
Suriyeli sığınmacıların arasına sızmış art niyetlilerin ve bölücü grupların taşkınlıklarına ve densizliklerine müsaade edilmemesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, “Buna yeltenenlerin acilen sınır dışı edilmesi hususunda hükümeti göreve davet ediyorum. Sayıları fazla olmayan şuursuzların, bir yanda ekmeğimizi yerken ve suyumuzu içerken; diğer tarafta şeref ve namus simgemiz Türk bayrağına saldırmaya cüret etmeleri terbiyesizlik ve şirretliktir. Buna asla izin verilememeli, buna asla müsamaha gösterilmemelidir. Herkes aklını başına almalıdır” diye konuştu.
“AKP, DIŞ POLİTİKA ÇATISINI ESAD’SIZ BİR SURİYE’YE GÖRE KURDU”
AKP zihniyetinin Batı’nın ‘Donkişotu’ olarak dış politika çatısını Esad’sız bir Suriye’ye göre kurduğunu belirten Bahçeli, “Suriye sorununda Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın yaptırım talepleri her defasında Rusya ve Çin bariyerine takılmıştır. Cenevre görüşmeleri Suriye’deki yönetim yapısının nasıl olacağı üzerine odaklanmış, Esad’lı veya Esad’sız geçiş modelleri belirli aralıklarla ele alınmıştır. Başbakan Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında geçtiğimiz hafta yapılan görüşme trafiğinin esasını bu husus tayin etmiştir”dedi.
“GÜVENLİK TOPLANTILARINI CİDDİYETTEN UZAK OLARAK GÖRÜYORUZ”
Suriye’deki gelişmeler karşısında çatışmaların Şam ve Halep’te temerküz ettiğini ifade eden Bahçeli, “Bunlar olurken Suriye’nin kuzeyinde peşmerge, PKK ve Suriye’deki uzantısı PYD insiyatif alarak bazı şehirleri ve yerleşim birimlerini kontrol altına almıştır. Barzani ve PYD güdüm ve idaresinde ‘sivil savunma güçleri’ adıyla örgütlenen teröristler, Afrin’den Doğuda yer alan Derik’e kadar uzanan sınır hattında oluşan boşluktan faydalanarak yönetimi fiilen ele geçirmiştir. Kamu binalarına örgüt paçavraları asılmış, Irak’ın kuzeyinde eğitildiği anlaşılan Suriye peşmergeleri ve PKK’lı militanlar yürüyerek sınırdan Suriye’ye ellerini kollarını sallayarak girmişlerdir. Sınır kapıları da gerek El Kaide gerekse de PKK’lılar tarafından denetim altına alınmıştır. Bu gelişmeler Türkiye için en üst seviyede ve sırada değerlendirilmesi gereken bir tehdit algılamasıdır. Buna rağmen olanlar ve ortaya çıkan son görüntüler bizim açımızdan sürpriz değildir. Uzun bir süredir biz muhtemel risklerle ilgili yorum ve öngörülerimizi aziz milletimizle paylaştık ve bununla da siyasi iktidarı ısrarla ikaz ettik. Bu itibarla güney sınırlarımızdaki vahim gidişat üzerine Başbakanlık düzeyinde ardı arkasına gecikmiş güvenlik toplantılarını ciddiyetten ve basiretten uzak olarak görüyoruz. Bizim söz, tespit ve düşüncelerimiz her şeyiyle ortadadır” diye konuştu.
“BAĞIMSIZ BİR KÜRDİSTAN KURULMASINA FIRSAT VERİLMEMELİ”
“Sınırlarımıza yakın alanlarda bölücü terör yuvalanmasının devletleşmesine müsaade etmeyecek ataklık ve proaktiflik gösterilmelidir” diyen Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şam yönetimi ile muhalif unsurlar arasında hemen gerçek bir ateşkes sağlanmalıdır. Esad’a bağlı askeri unsurlar bazı şehirlere uyguladığı kuşatmaları ve saldırıları kaldırmalı ve bu şehirlerden çekilmelidir. Hiçbir ayrım gözetmeksizin Suriye halkına kesintisiz insani yardım akışı sağlanmalıdır. Suriyelilerin meşru çıkarlarını dikkate alan, kapsayıcı bir demokratik değişim ve dönüşüm süreci derhal harekete geçirilmelidir. Halkın özgür iradesiyle seçeceği yöneticileri demokratik süreci tabana yaymalı, bu şekilde barış ve uzlaşı atmosferi kurulmalıdır.Esad yönetimi kademeli bir şekilde ve açıklayacağı takvim eşliğinde ülkeyi seçimlere götürmeli, halkın iradesi neticesinde Suriye nefes almalıdır. Suriye’nin etnik ve mezhep bölünmelerine konu olmaması için tüm kesimlerin yönetimde yer almalarını temin edecek geniş ölçekli bir demokratik katılım ortamı oluşturmalıdır. Bu ülkeye dönük işgal ve müdahaleye karşı çıkılmalı ve düşürülen uçağımızla ilgili gerekli girişimler inat ve kararlılıkla sürdürülmelidir. Suriye’nin kuzeyinde hiçbir şart altında özerk, federasyon ve bağımsız bir Kürdistan kurulmasına fırsat verilmemeli, caydırıcılık ve milli güç unsurları seferber edilmelidir.”
“SURİYE’NİN KADERİ BİZİM DE KADERİMİZDİR”
Irak’taki gafletin ve bu ülkede delinen ve aşılan kırmızıçizgilerin Suriye’de tekrarlanmaması gerektiğini söyleyen Bahçeli, “Bilinmelidir ki Şam düşer ve Suriye bölünürse bu Türkiye ve bölge ülkeleri için bir felakete dönüşecektir. Yaklaşık bir asır evvel Suriye’nin başına Mekke Şerifi Hüseyin’in oğlu Faysal’ı getiren, sonra da oradan alıp Irak’a kral yapanlar hiç boş durmamaktadır. Yine bir zamanlar Suriye’yi altıya bölenler yine benzeri bir amacın içindedir. Bu ülkeyi benzeri bölme ve parçalama arayışına bugün de müracaat edilmekte, bugün de sömürgeci mirasın gerekleri insafsızca yerine getirilmektedir. Öncelikle Kürt, Sünni ve Nusayri devletlerine taksim edilmesi için yoğun mesai harcanan Suriye’nin kaderi, aynı zamanda bizim de kaderimizdir. Yüz yıl önce bu ülkede oynanan oyunlar değişik ad ve sıfatlarla tekrarlanmaktadır” dedi.
“AKP’NİN ALACAĞI MİLLİ NİTELİKLİ KARARLARIN DESTEKÇİSİ OLACAĞIZ”
Bahçeli, “AKP hükümeti tarihten ders çıkarmalı, peşine düştüğü sömürgeci heveslerin gün gelip yakasına yapışacağını anlamalıdır. Türkiye’nin yüz yüze kaldığı çok ciddi yakın tehditler karşısında; milletimizin birliği, esenliği ve vatanımızın dirliği amacıyla tüm eksik ve yanlışlarına rağmen AKP hükümetinin alacağı milli nitelikli kararların destekçisi olacağımızı da bildirmek istiyorum” diye konuştu. – Ankara