Yıpranmamak için fazla duygusal olmayın

    236
    0

    Yıpranmamak için fazla duygusal olmayın

    Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Feneryolu Polikliniği Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, duyguları ile hareket eden aşırı duygusal kişilerin kendilerine zarar verebileceğine dikkat çekerek, “Kendi mutluluğunuz için gerektiğinde duygularınıza sınır koyun” uyarısını yaptı.


    Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, duygularımızın deneyimlerimize tat veren ve hayatı anlamlı kılan en önemli özelliğimiz olduğunu belirterek hayatımızın daha huzurlu geçmesi için duygusallıkta da bir sınır olması gerektiğine dikkat çekti.


    Aşırı duygusallık zarar veriyor


    İnsanın duygusal bir varlık olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, şöyle konuştu:


    “Duygunun olmayıp sadece düşüncenin olduğu yerde insan sıcaklığı yerine robot soğukluğu vardır. Duygusallık denildiğinde öfke, hüzün, sevinç, kaygı, korku, heyecan, umut gibi duyguların yoğun deneyimlenmesini ve hayata dair kararların verilmesinde duyguların yönlendirmesinde olmayı anlayabiliriz. Mesela bize sevinç verdiği için bir arkadaşımızı aramak isteriz veya bizi öfkelendirdiği için bazı insanlardan uzak dururuz. Bu seçimler duygusal seçimlerdir. Duyguların yokluğu robot gibi olmayı getirse de duyguların yönetiminde olmak da neden-sonuç ilişkisinden kopmak veya kar-zarar dengesini koruyamamak anlamına gelir. Örneğin duygusal bir kişi yakını üzülecek diye üzülüp sırf onu üzmemek adına o yakının görevlerini üstlenebilir. Yeni girdiği bir ortamda kendisine gösterilen ilgiden yoğun sevinç duyan bir kişi o ortamdaki kişilere hemen yakınlık hissedip sırlarını paylaşırsa ve daha sonra başına bu yüzden bir sorun gelirse pişmanlık duygusunu ve kendisine öfkeyi de bir o kadar yoğun yaşayacaktır.”



    Duyguların sesini dinlemek her zaman doğru mudur


    Duygularının sesini, yerinde ve zamanında dinleyen kişiler için hayatın olumlu etkilendiğini söyleyen Ünsalver, şöyle devam etti:


    “Kişilik yapılanması olarak histriyonik, borderline ve bağımlı kişiler duygularını daha yoğun yaşarlar ve hayatlarını baskın olarak duyguları ile yönlendirir. Eğer ki kişinin hayatını duygular yönetmiyorsa, yerinde ve zamanında duygularına kulak verebilen kişi için hayat olumlu etkilenir. Zira hep mantık ve kar-zarar hesabı ile yaşamak insansı özelliklerden uzaklaşmaktır. Duyguları yok saymak hayatın tadını alamamak ve günleri doldurmak için yaşamak gibidir.


    Öte yandan kişinin hayatı duygularla yönetiliyorsa, öfkesi hâkim olduğunda başını belaya sokabilir veya başkalarını kırabilir, sevinci hâkim olduğunda sonradan kendisine zarar verebilecek kararların peşinden gidebilir, hüznü hâkim olduğunda hayattan kopacak kadar üzüntü yaşayabilir, olumlu olan şeyleri göremeyebilir. Böyle durumlarda alıngan olabilir, yanlış seçimler yapabilir, başkalarına karşı kırıcı olabilirler.”



    Duygusal kişiler çabuk etkileniyor


    Duygusal kişilerin sabırsız olabildiğini dile getiren Ünsalver, bu kişilerin duygusallıklarını bazı durumlarda alkol ve uyuşturucu maddeye yönelerek doldurmaya çalışabileceklerini de belirterek, “Duygusal kişilerde çocuksu özellikler belirgindir. Sabırsız olabilir, istedikleri yapılmayınca hırçınlaşabilirler. Alkol ve uyuşturucu maddeye yönelerek duygularını doldurmaya çalışabilirler. Duygusal kişiler ayrıca yakın ilişkide oldukları kişilerin duygularından da kolayca etkilenirler. Arkadaşını öfkeli görünce öfkelenebilir örneğin. Oysa bazen ikili ilişkilerde bir tarafın dengeleyici olması ve duyguları soğurması gerekir. Ayrıca bu kişilerin yakınındaki kişiler de çoklukla onların duygu seline kapılıp gidebilir” şeklinde konuştu.



    Duygusallıkta sınır ne olmalı


    Kişinin yıpranmaması açısından duygusallıkta da bir denge kurulması gerektiğini belirten Ünsalver, aşırı duygusal kişilerin yaşamında kendine çok zarar verdiğinin gözlendiğini ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı:


    “Kendini duygusal gören veya başkaları tarafından duygusal olarak tarif edilen kişiler şöyle bir kendilerini gözden geçirebilirler. Acaba karar alırken duyguları ne oranda ön plana geçiyor. Eğer kişi çoğunlukla durup düşünmeden duygusunu eyleme döküyorsa burada bir sorun vardır. Bazı duygular değişkendir. Örneğin bir sevdiğiniz size bir mektup yazıp sizi kızdırmışsa ona hemen yanıt verirseniz siz de öfkeli olduğunuzdan aranızdaki gerilimi yokuşa tırmandırabilirsiniz, oysa biraz bekleyince ve mektubu tekrar okuyunca belki göreceksiniz ki o kadar da öfkelenecek bir şey yok ve karşı tarafa anlayışla yaklaşabileceksiniz. Duygusallıkta sınır kendi hayatına ve karşı tarafın hayatına zarar verme noktasıdır. Mantığın ya da sağduyunun “yapma” dediği şeydir.”

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz