Her anne baba çocuğunun normal beden ve ruh sağlığına sahip olmasını ister ve bu da çok normal bir durum. Bir insanın hayatını devam ettirebilmesi için normal olması gerekiyor tabii ki. Ama bir de sık rastladığım bir anne baba tipi de var ki, onların çocukları üstün zekalı.
Parkta beş anneyle sohbet etsem üçünün çocuğu kesin üstün annesine göre. Daha bu yaşında sayabiliyor, ingilizce şarkı söyleyebiliyor, hamurla çok güzel oynuyor falan filan. E iyi de bunlar zaten normal bir zekaya sahip her çocuğun yapabileceği türden şeyler. Maalesef ülkemizde üstün zekalılık durumu yanlış anlaşılıyor. Halbuki çocuğunda diğer çocuklardan farklı denilebilecek tarza değişiklikler gören anne ve babalar üstün zekalı olup olmadığını anlamak için yapılan testlerden uygulatabilirler. Üniversitelerin bu konuyla ilgili çalışan birimleri var. Aileler küçük yaşta beyni adeta süngere benzeyen ne versen alabilecek durumdaki çocuklarına akademik birkaç şey öğretip çocuktan tekrarını yapmasını istiyorlar ve çocukta yaptığında üstün zekalı etiketini yapıştırarak çocuğun ileriki yıllardaki aslında yapabileceğinin en iyisi olan akademik başarısını tehlikeye sokuyorlar.
Küçükken üstün zekalı olduğu düşünülen çocuklar ileriki yaşlarında yüksek beklentilere karşılık veremeyecek düşük akademik başarıya sahip olunca başka bir yarış başlıyor o zaman ki en tehlikelisi de o oluyor. Çocuğun ilgi, istek ve ihtiyaçları gözetilmeden hemen bir dersaneye yazdırılıyor ve tekrar başarının artması bekleniyor. Başarı artmayınca özel derse başvuruluyor. Tekrar olmayınca “ne yaptım olmadı, dinlemiyor, sevmiyor, anlamıyor, dikkatini vermiyor” tantanaları başlıyor. Halbuki her şey gibi öğrenme de ilgi ve istek gerektiriyor ve aşama aşama gerçekleşiyor. Her aşamanın zamanında sağlıklı bir şekilde geçilmiş olması lazım ki üst aşamalara gelindiğinde başarı sağlanabilsin. Bir de her çocuk doktor, avukat, mühendis olacak diye bir kaide de yok ya canım. Belki spor da belki sanatta belki de el becerisi konusunda yeteneği olan bir çocuğunuz var.
Çocuğu dinlemek, yarıştırmamak, becerilerini geliştirmesinde ona destek olmak lazım. Çocuğunuz matematik dersinden 100 alamayabilir ama şaheser denilecek kadar güzel resim çiziyor olabilir. Onun sanat yönünü desteklerseniz aslında o asıl başarıya o zaman ulaşacaktır. O zaman küçükken üstün zekalı dediğiniz çocuğunuz mutlu olacaktır. Küçükken her şeyi biliyor diye pohpohladığınız çocuğunuz sonrasında aslında her şeyi bilmediğini anladığında neyi yapıp neyi yapamayacağını görecektir. Bunu yapması için ona fırsat verin, uygun ortamı sağlamaya çalışın. Biz anne ve babalara düşen görev onların varolan enerjilerini onlar için yararlı olacak şeylere evrilmesini sağlamak olmalıdır. Yoksa avukat olmuş ama mutsuz olmuş neye yarar. Benim oğlum gibi balıkçı ve inşaat işçisi olmak istiyorsa bırakın olsun. Bırakın o ne istiyorsa o olsun…
Meftun Kocakaya