FashionFace

Kamu, 1-25 Temmuz tarihleri arasında 2Kamu, 1-25 Temmuz tarihleri arasında 2.1 milyar dolar düzeyinde dış borç ödemesi gerçekleştirdi. Kamunun 1 Ocak’tan 25 Temmuz’a kadar olan dönemde gerçekleştirdiği dış borç ödemelerinin toplamı ise 8 milyar 338 milyon dolar oldu.

Merkez Bankası’nın haftalık bültenine göre, kamu 1-25 Temmuz tarihleri arasında 2 milyar 112 milyon dolarlık dış borç ödemesi gerçekleştirdi. Bunun 1 milyar 934 milyon doları Hazine, 80.2 milyon doları genel ve katma bütçeli idarelerin dokümantasyon, kitap bedeli, katılma payı, üyelik aidatı gibi ödemelerinden oluşan diğer kamu kesimi, 96.9 milyon doları Merkez Bankası tarafından yapıldı. 1-25 Temmuz tarihleri arasında imf’ye yapılan ödeme olmadı.

Kamu 2012 yılı Ocak ayında 1 milyar 756.5 milyon dolar, Şubat ayında 1 milyar 121.4 milyon dolar, Mart ayında 840 milyon dolar, Nisan ayında 675.8 milyon dolar, Mayıs ayında 1 milyar 263.5 milyon dolar, 570 milyon dolar dış borç ödemesi yapmıştı.

Kamunun 1 Ocak-25 Temmuz tarihleri arasında yaptığı dış borç ödemesi toplamı ise 8 milyar 338 milyon dolara ulaştı. Bunun 6 milyar 399 milyon dolarını Hazine, 502.9 milyon dolarını diğer kamu kesimi, 266 milyon dolarını Merkez Bankası yaptı. imf’ye yapılan ödemeler 1 milyar 169.9 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti.

Kamu, 2011 yılında 12 milyar 823.4 milyon dolar dış borç ödemesi yapmıştı.

/**

Dış Borç Anapara ve Faiz Ödemeleri ile Diğer Transferler(**)(milyon dolar)

imf’ye Türk

Kamu Sektörü Merkez Yapılan Savun. Toplam

2011 Hazine Diğer Bankası Ödemeler Fonu Ödemeler

Ocak 1.663,79 72,57 7,31 – – 1.743,67

Şubat 473,06 112,83 26,10 412,43 – 1.024,42

Mart 734,58 175,37 36,17 147,76 – 1.093,88

Nisan 563,07 85,97 8,78 251,68 – 909,50

Mayıs 648,29 51,29 31,11 168,75 – 899,44

Haziran 1.229,93 189,05 44,19 150,31 – 1.613,48

Temmuz 683,97 108,43 11,39 19,26 – 823,05

Ağustos 311,03 46,23 21,01 856,57 – 1.234,84

Eylül 703,53 40,28 40,47 147,44 29,96 961,68

Ekim 448,73 71,74 48,62 13,63 – 582,72

Kasım 428,95 41,68 6,88 590,24 – 1.067,75

Aralık 408,84 222,48 92,83 144,84 – 868,99

Toplam 8.297,77 1.217,92 374,86 2.902,91 29,96 12.823,42

2012

Ocak 1.667,78 51,23 28,91 9,02 – 1.756,50

Şubat 474,32 61,70 5,98 579,40 – 1.121,40

Mart 764,46 41,10 34,19 – – 839,75

Nisan 564,47 87,66 16,36 7,27 – 675,76

Mayıs 612,32 56,74 20,22 574,18 – 1.263,46

Haziran 388,46 124,32 64,24 – – 570,02

Tem. (*)1.934,83 80,21 96,96 – – 2.112,00

Toplam 6.399,21 502,97 266,86 1.169,87 0,00 8.338,91

(*)1-25 Temmuz 2012 tarihinde gerçekleştirilen ödemeler

(**)Özel sektör ödemelerini kapsamamaktadır.

**/ – Ankara

Deri giyim sektörü, kalitesi ile Çin’deki lüks tüketicileri müşterisi yapmayı hedefliyor. Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Başkanı Mehmet Ali Dinç, sektörün vites büyütmesinin varlık yokluk meselesi haline geldiğini belirterek, bu çerçevede yükselen Çin orta sınıfının lüks giyim talebini bir fırsat olarak gördüklerini dile getirdi. Bu ülkenin yeni Deri Ticaret Merkezi’nden en görünür şekilde yer almak için görüşmeler yaptıklarını belirten Dinç, “Çin lüks giyim pazarına doğrudan girmek ve tüketicilere daha yakın olmak için girişim başlattık.” dedi.

Türkiye deri konfeksiyoncuları sektörü, iftar programında bir araya geldi. Programda sektörün dünü ve bugünü değerlendiren TDKD Başkanı Dinç, dünya deri giyim pazarında en üst lüks segment için üretim yaptıklarını, markalaşma ve tüketiciye yakınlıkta yetersizlikten dolayı katma değerin sektörlerine dönmediğini ifade etti. Dinç, sektörün önde gelen üreticilerinin bir araya gelerek Çin’in devlet desteği ile oluşturduğu yeni deri ticaret merkezlerinde en görünür şekilde yer almak için görüşmeler yaptıklarını ve yakında bunun sonuçlarını elde edeceklerini de bildirdi.

Küresel ekonomideki görünümü de değerlendiren Dinç, görülen olumsuzlukların devam edeceğinin altını çizerken, “Özellikle gelişmiş ülkelerdeki bu riskler, ülkemizin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarında düşüşleri de beraberinde getiriyor. Deri giyim sektörü de dış pazarlardaki bu olumsuzluklardan etkilenirken, Avrupa Birliği ülkelerine olan ihracatında geçen yıla göre düşüşler yaşanıyor.” ifadelerini kullandı.

İhracatın geliştirilmesi için yapılan çalışmaların hız kesmeden devam etmesi gerektiğini vurgulayan Mehmet Ali Dinç, “Kurların haksız rekabete meydan vermeyecek makul bir düzeyin üzerinde seyretmesi ve faizlerin sıcak para girişlerine cesaret vermeyecek şekilde dünyadaki şartlara paralel seviyede seyri en fazla dikkat edilmesi gereken konular.” uyarısı yaptı.

2012 İLK YARI İHRACATI 598 MİLYON DOLAR

Rusya’da ortaya çıkan durgunluğun sektör olarak dikkatli değerlendirdiklerini aktaran Dinç, “Son ekonomik gelişmeler sonucunda Rusya pazarında oluşan durgunluğa rağmen, sektörümüz açısından en büyük ve en önemli pazar halen Rusya’dır. Deri Tanıtım Grubu’nun da desteğiyle Rusya pazarında Türk deri sektörünü tanıtmak için önemli projeler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” diye konuştu. TDKD Başkanı, sektörün Avrupa pazarındaki kaybını diğer pazarlardaki gayretleri ile telafi ettiğini ve bu sayede 2012’nin ilk yarısını geçen senenin üzerinde bir seviyede kapattıklarını anlattı. Dinç, “2012 ilk 5 ay ihracat rakamlarına baktığımızda ihracat pazarlarımızdaki dalgalanmanın açık işaretlerini görmekteyiz. Ocak-Mayıs 2012 döneminde Türkiye’nin genel ihracatı yüzde 10 artarak 59 milyar dolar olmuştur. Aynı dönemde deri ve deri ürünleri ihracatı yüzde 13 oranında artmış ve 597,9 milyon dolar olmuştur. Deri ve deri mamulleri ihracatının, toplam ihracatımız içindeki payı da yüzde 1.” dedi.

Deri ve deri mamulleri ihracatında Ocak-Mayıs 2012 döneminde ülkelere göre bakıldığında İtalya, Rusya, Irak, İngiltere, Ukrayna, Suudi Arabistan, Hong Kong ve Çin’e arttığına, Almanya’ya yüzde 4,5 ve Fransa’ya yüzde 23 oranında düştüğüne dikkat çeken Dinç, şöyle devam etti:

“Ülke grupları itibariyle baktığımızda Avrupa Birliği ülkelerine yaptığımız ihracatın yüzde 2,1 oranında düştüğünü, eski Doğu Bloku Ülkelerine yaptığımız ihracatın da yüzde 25 oranında arttığını görmekteyiz. Yarı işlenmiş bitmiş deri ihracatı yüzde 16 oranında artarak 65,4 milyon dolarlık ihracat yapılmıştır. Deri giyim ürünleri ihracatı yüzde 5,6 oranında artarak 81,3 milyon dolar oldu. Kürk giyim eşyası ihracatı bu dönemde yüzde 9,8 oranında arttı ve 67,7 milyon dolarlık ihracata ulaştı. Saraciye ürünleri ihracatı ise yüzde 12,9 oranında arttı. 99,9 milyon dolar ihracat yapıldı. Ayakkabı ihracatı yüzde 21,6 oranında arttı. 243,6 milyon dolarlık ihracat yapıldı.”

CİHAN’A SEKTÖRE KATKI ÖDÜLÜ

İftar programında ayrıca aralarında Cihan Haber Ajansı’nın da bulunduğu deri sektörüne katkı yapan medya kuruluşlarına plaket verildi. Plaket verilen kurumlar şöyle:

Cihan Haber Ajansı – Ramazan Solak Haber7.com – Hakan Göksel Hürriyet.com – Emek Kaplangil Star Gazetesi – Kaan Zenginli

Sözcü Gazetesi – Atilla Kızıltan Yeni Şafak Gazetesi – Usame Karakış Radikal Gazetesi – Şebnem Turhan Aksiyon Dergisi – Zafer Özcan

Gerçek Medya – Ali Tarakçı A Haber – Gamze Koca Zaman Gazetesi – Bayram Kaya Akşam Gazetesi – Mehmet Ali Ergün

Fox TV – Öznur Turalıoğlu Seyhan

Süvari Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Coşkun, yüzü gülmeyen ve değişime ayak uyduramayan firmaların iş dünyasında uzun soluklu kalamayacağını söyledi.

Zonguldak İşadamları Derneği (ZONİAD)’nin Alaborina Restaurant’ta verdiği iftar yemeğine katılan TUSKON Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Süvari Giyim’in sahibi Ahmet Coşkun, işadamlarına başarının sırrını açıkladı. Programa ayrıca Ak Parti Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Ercan Candan, Vali Erol Ayyıldız, Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ile Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Özbakır da katıldı.

ZONİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülay, davetlerine icabet edenlere teşekkür ederek, “Bizler yurt içi ve yurt dışı gezileri düzenleyerek işadamlarının ufkunu açmayı hedefliyoruz. Bölgedeki iş dünyasının hacmini artırmak ve ivme oluşturmak azmindeyiz. Dünyadaki gelişimi takip etmek ve başarımızı sürdürmek için eğitimli, donanımlı, kültürlü ve dürüst kadrolardan oluşan ekiplerle güzel işlere imza atıyoruz.” dedi.

Daha sonra kürsüye çağrılan TUSKON’un ikinci başkanı Ahmet Coşkun, iş dünyasında başarı için yazılmış çizilmiş hedeflerin olması gerektiğini belirterek, “Gözünü hedeften saptırdığın an bahaneler başlar. O zaman hedeflerden de sapmış olursunuz.” ifadelerini kullandı. Değişime ayak uydurmanın da çok önemli olduğunu vurgulayan Coşkun, şöyle devam etti:

“Değişim son zamanlarda en önemli konulardan biri. Çünkü dünya bu iletişim döneminde o kadar hızlı değişiyor ki bu değişime ayak uyduramayan firmalar teker teker piyasadan silinebiliyor. Bunun için kendimizi yenilememiz ve ayak uydurmamız lazım. Değişim tabiri kolay değildir. Bizim ticaretimizde de aynı bu şekildedir. Zamanı geldiğinde gerekeni yaparsak bizim de ticari hayatımız devam ediyor ama ‘bu zor, acı verir’ dersek maalesef son buluyor. Olumlu ve pozitif düşünmemiz lazım her durumda. İstemediğiniz durumlarla karşılaşsanız dahi her zaman olumlu düşünmeyi bilmemiz lazım.”

Ticarette pozitif tavır ve güler yüzün önemine değinen işadamı Coşkun, “Çünkü olumsuz düşünen insanlar ticarette çok başarılı olamıyorlar. Bir Çin Atasözü de bunu ‘Gülümsemeyi bilmeyen dükkan açmasın’ sözüyle ifade ediyor. Bunların yanında zamanı çok iyi kullanıp işleri erteleme hastalığından kurtulmalıyız.”

Coşkun, işadamlarına sosyal sorumlulukları yerine getirmeyi ve zordaki insanlara istihdam sağlamak gibi faaliyetleri küçük görmemeleri tavsiyesinde bulundu.

Programda daha sonra kürsüye çıkan Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Milletvekili Ercan Candan ve Vali Erol Ayyıldız da birer konuşma yaparak, iş dünyasını bir araya getiren dernek yönetimine teşekkür etti.

Adil rekabet koşullarının mümkün olması ve yüksek indirimli satış yapan zincirlerin sağlıklı bir şekilde büyümesi için rekabet istediklerini söyleyen BİM’in üst yöneticisi (CEO) Galip Aykaç, özel markalı ürünleri sayesinde BİM’in üretim yapan tüm tedarikçilere, özellikle de KOBİ’lerin verimliliklerine büyük destek sağladığını belirtti. Aykaç, hazır yiyecek sektörüne yatırım yapmayı düşündüklerini de açıkladı.

Türkiye’de perakende sektörüne yüksek indirimli iş modelini tanıtan BİM, 1995 yılında 21 mağaza ile yola çıktı. Bugün 3.500’ün üzerinde mağazaya ulaşan firma, geçtiğimiz dönemde Fas’taki yatırımlarıyla yurtdışına da açıldı. Rekabetin çıtasını sürekli yükselten BİM, hem perakendecilerin hem de üretici firmaların rakibi konumunda. Firmanın üst yöneticisi Aykaç’ın Retail News’e yaptığı açıklamaya göre market zinciri hazır yiyecek sektörüne yatırım yapmaya hazırlanıyor. Önümüzdeki dönemde özellikle kadın çalışan sayısının artmasıyla hazır yiyecek sektörünün gelişme kaydedeceğini belirten Aykaç, bu kapsamda BİM’in hazır yiyecek sektörüne yatırım yapmayı düşündüğünü söyledi.

Fas’ta son 2 yıldır güçlü bir büyüme ivmesi yakalayan firma, Mısır’da aynı iş modeliyle faaliyete başlamak için çalışmalarını sürdürüyor. BİM’in Avrupa’da bir büyüme hedefi olmadığını söyleyen Aykaç, Kuzey Afrika ve Ortadoğu pazarlarını hedeflediklerini açıkladı. Uzun vadede bu ülkelerin istikrara kavuşacağına ve büyük iş potansiyeli olacağına inandığını söyleyen Aykaç, Kuzey Afrika’ya kısa vadede yatırım düşünenlere dikkatli olmalarını tavsiye etti.

BİM’in doğrudan üretime girmek yönünde bir planı olmadığını belirten Aykaç, BİM mağazalarının temel konseptini değiştirmeyeceklerini söyledi. Aykaç aynı zamanda BİM mağazalarıın teknoloji marketlerine dönüşmeyeceğini de açıkladı. Aykaç, sosyal sorumluk projeleri çerçevesinde Türkiye için önemli bir tehlike olan obezite ile ilgili bir proje hazırladıklarını ve konu hakkında bilim adamlarıyla birlikte çalıştıklarını söyledi.

İçeride TCMB dışarıda ECB’den Draghi’nin yaptığı açıklamalar ile piyasalarda çoşku arttı. Risk iştahının artması ile endekslerde yüzde 3 üzerinde prim görülürken euro dolar karşısında hızla değer kazanıyor.

Devamı İçin Tıklayın

Van’da bir grup işçi, ‘Kara Perşembe’ eyleminde kck operasyonu kapsamında tutuklananların serbest bırakılmasını istedi.

Belediye Garajı’nda bir araya gelen DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Van Şubesi üyeleri, Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan Van Belediyesi önüne kadar yürüdü. Sık sık ‘Bekir Başkan’, ‘Van halkı uyuma iradene sahip çık’, ‘Bekir’e uzanan eller kırılsın’ sloganlarının atıldığı yürüyüşte güvenlik güçleri çevrede yoğun güvenlik önlemleri aldı. Yürüyüş sonrası belediye binası önünde basın açıklaması yapan DİSK/Genel İş Sendikası Van Şube Başkanı Salih İpek, barış ve huzurdan hükümetlerin sorumlu olduğunu söyledi. İpek, “Her ülkede olduğu gibi halkın huzuru, refahı, barış ve kardeşlik ortamından sorumlu olan hükümetlerdir. İçinde bulunduğumuz bu kutsal Ramazan ayına rağmen iktidar bu savaş anlayışını devam ettirmekte ve hemen hemen her gün ülkenin dört bir yanında ölüm haberleri ve cenazeler gitmektedir” dedi.

İpek, tüm siyasi tutukluların serbest bırakılmasını isteyerek, “Bu kirli siyaset ve kanlı savaş ısrarından vazgeçilsin. Ülkenin ihtiyaç duyduğu barış ortamının sağlanması için gerekli zemin oluşturulsun. Başta Sayın Av. Bekir Kaya olmak üzere tüm siyasi tutsaklar derhal serbest bırakılsın” şeklinde konuştu.

Düzenlenen basın açıklamasına geçici olarak görevden uzaklaştırılan Van Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın eşi Aslı Kaya, KESK’e bağlı sendikalar ve BDP İl Örgütü üyeleri de katıldı. – Van

EXPO 2020 Yürütme Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ile üyeler Ender Yorgancılar ve Işınsu Kestelli’nin görevinden istifa etmesinin ardından boşalan koltuklar için seçim yapıldı. EXPO 2020 Yürütme Kurulu’nun başına İzmir Valisi Mustafa Cahit Kıraç getirilirken, boş kalan iki üyeliğe ise İzmir Genç İş Adamları Derneği (İGİD) Başkanı ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti Fahri Konsolosu Mehmet Timuroğlu ile Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şube Başkanı Geza Dologh oy birliğiyle seçildi.

Başkanlıktan 17 Mayıs 2012 tarihinde istifa eden Türkiye Futbol Federasyonu eski Başkanı Mahmut Özgener ile üyeler Ender Yorgancılar ve Işınsu Kestelli’den boşalan yerler için Hilton Oteli’nde EXPO Yönlendirme Kurulu toplantısı yapıldı. Toplantıya Vali Mustafa Cahit Kıraç’ın yanı sıra Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ali Naci Koru, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve diğer üyeler katıldı. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantının ardından açıklama yapan Vali Kıraç, EXPO 2020’nin başında bundan sonra kendisinin olacağını ifade ederken, yeni üyeler Geza Dologh’un İzmir’in tanınmış simaları arasında yer aldığını İGİD Başkanı Mehmet Timuroğlu’nun da Demokratik Kongo Cumhuriyeti İzmir Fahri Konsolosu olduğu için avantaj olacağını söyledi. Toplantıda, 12 Haziran’da yapılan sunumu anlattıklarını ifade eden Vali Kıraç, “Bundan sonra tanıtım ve lobi faaliyetlerine ağırlık vereceğiz. Yaptığımız her toplantı ve açıklamayı rakiplerimiz inceliyor ve izliyor. O yüzden ‘lobicilik’ adı altında yapacağımız toplantılar basına kapalı olacak. Yürütme Kurulu Başkanı Sayın Özgener ayrılınca bana ‘iki görevi de sen yürüt’ dediler. Ben de uzun süredir hem yönlendirme hem de yürütme kurulu başkanlığı görevini yürütüyorum. Bu konuda deneyim kazandık. İkisinin de aynı elden yürütülmesi kararı alındı. EXPO, bir ekip ve takım işidir. Şahıslara bağlı kalmaz. EXPO’da devletin en üst kademesinden en alt kademesine kadar herkese önemli görevler düşüyor” dedi.

Yürütme Kurulu’nun yeni üyesi Deniz Ticaret Odası İzmir Şube Başkanı Geza Dologh, yönlendirme kurulu üyelerinin teveccühüne teşekkür ettiğini söyledi. Dologh, “Zaten biz her türlü vazifeye hazırdık. Ben bu süreci 2015’in devamı olarak görüyorum. O zaman sonucunda olumsuz bir durum oluştu. Nerede kalmıştık diyorum. Burada iki olasılık var. ya kazanacağız, ya kazanacağız” dedi. İGİD Başkanı Mehmet Timuroğlu ise, “Biz görevlere talip olmayız. Görev verildiği zaman da en iyi şekilde, layıkıyla yaparız. Sayın valimizle birlikte yürütme kurulu üyelerimizle beraber bu süreci en iyi şekilde devam ettireceğiz” diye konuştu.

“HENÜZ BANA İLETİLEN BİR ŞEY YOK”

Bu arada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayına sunulacak olan Valiler Kararnamesi’yle merkeze alınabileceği konusundaki soruyu da cevaplayan Kıraç, “Devlet memuruyuz. Henüz bana iletilen ve gelen bir şey yok. Devlet görevinde her şey olabilir. Ben 5,5 yıldır İzmir’de valilik yapıyorum. Herkes müsterih olsun, görevler yürütülür, aksamaz” dedi. – İZMİR

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bize göre Kürdistan’ın kurulması konusunda AKP ya ikna olmuştur ya da Suriye’ye girmek için önceden tezgahlanmış bir tertibin ana aktörü haline gelmiştir” iddiasında bulundu.

Bahçeli parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, ağırlıklı olarak Suriye’deki gelişmeler üzere değerlendirmelerde bulundu.

“Endişeyle takip ediyoruz ki ‘Arap Baharı’ diye takdim ve servisi yapılan kaos ve isyan dalgasının boyu ve çapı gittikçe genişlemektedir” diyen Bahçeli, on yıllarca uzaktan kumandayla idare edilen diktatörlerin, emperyalizmin yeni konsept ve politikası doğrultusunda koltuklarından savrulduklarını ileri sürdü.

Bahçeli, “İçinden geçtiğimiz bugünkü süreçte, Ortadoğu ve Kuzey Afrika sanal ve sahte bahar pompalanmasıyla uyutulmakta ve küresel hesaplara malzeme yapılmaktadır. Doymak, dinmek ve durmak bilmeyen küresel emperyal mide önüne geleni yutmakta, önüne geleni eritmektedir. Şu sıralar Suriye, aynı makus talihin yolcusu olarak kendisini tümüyle göstermektedir” dedi.

Şam’ın istikrar ve emniyetinin en başta Ankara jeopolitiğini temelden ilgilendirdiğini ve yönünü çizdiğini vurgulayan Bahçeli, “Menşei muğlak fikir ve görüşlere itibar etmeksizin diyebiliriz ki, Suriye’den atılan taşın genişleyen dairesel döngüsü eninde sonunda ülkemizin sınırlarına intikal edecektir” diye konuştu.

Mülteci kampında Türk bayrağının indirilmesine sert tepki gösteren Bahçeli, konteyner kette polislere yönelik müdahalelere sessiz kalındığını öne sürdü.

Şam’da 18 Temmuz’da Ulusal Güvenlik Binası’na yapılan saldırının terörist bir faaliyetten başka tanım ve adlandırmasının asla olamayacağını dile getiren Bahçeli, “Kimden ve nasıl gelirse gelsin, bu suikastın uluslararası çevrelerce kınanmaması ikiyüzlülüğün aldığı mesafeyi göstermesi bakımından dikkate değerdir. Türkiye’nin terörle boğuştuğu bir ortamda, AKP’nin bu saldırıya insani olarak bile tepki göstermekten kaçınması anlaşılır gibi değildir” dedi.

-“Bağımsız bir Kürdistan kurulmasına fırsat verilmemeli”-

Türkiye’nin dört bir taraftan kuşatmaya alındığını iddia eden Devlet Bahçeli, “Suriye’nin kuzeyindeki peşmerge oluşumuyla ilgili AKP hükümetine daha önceden bir bilgi verilmiştir de ardından bunun zamana yayılması mı temenni edilmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli, şöyle devam etti:

“Bize göre Kürdistan’ın kurulması konusunda AKP ya ikna olmuştur ya da Suriye’ye girmek için önceden tezgahlanmış bir tertibin ana aktörü haline gelmiştir. Başbakan Erdoğan’ın Suriye’ye yönelik sıcak takipten bahsetmesi, sınırlarımızdaki PKK varlığına ‘eyvallah etmeyiz’ sözleri tam olmasa da bunlara delil teşkil etmektedir. Dikkat ediniz, Başbakan Kürdistan’a değil, PKK’nın faaliyetlerine tepkilidir. Şam’dan sonra sıranın Türkiye’ye geleceği, içimizdeki bölücülerin komşu coğrafyalardaki hadiseleri emsal alacağı neredeyse kesine yakındır.

Suriye’nin kuzeyinde hiçbir şart altında özerk, federasyon ve bağımsız bir Kürdistan kurulmasına fırsat verilmemeli, caydırıcılık ve milli güç unsurları seferber edilmelidir.”

Gazetecilerin soruları üzerine Suriye sınırındaki kapıların kapatmasını

“İsabetli bir karar” olarak niteledi.

Bahçeli, Bayram namazını Kerkük’te kılacağına ilişkin haberlerin sorulması üzerine, “Allah nasip ederse hazırlıklarımız o yöndedir. Kerkük’te bir Bayram namazı kılmayı düşünüyoruz. Ülkemiz açısından hayırlı olacağı inancındayız” dedi.

Muhabir: Cüneyt Ateş

Yayıncı: Tolga Özgenç – Ankara

Samsun’dan Amasya’ya yolcu taşıyan midibüsün yan yatması sonucu sonucu meydana gelen kazada 12 kişi yaralandı.

Kaza, saat 15.00 sıralarında Amasya’nın Boğazköy yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Birol Gönül (48) yönetimindeki 55 BL 940 plakalı yolcu midibüsü, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkarak yan yattı. Kazada sürücünün yanı sıra Emel Aktaş (33), Fatih Pak (31), Safadiye Aktaş (60), Ayten Şahin (46), Fadime Koca (25), Yaşar Haklı (80), İbrahim Köksal (52), Şadi Erkek (38), Nevin Erkek (36), İrem Erkek (8) ve Kerem Erkek (5) yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla kaldırıldıkları Amasya Sabuncuoğlu Şerefeddin Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı.

Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. – Amasya

Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, “Hedefimiz Sağlık Bakanlığı’nda çalışan tüm personelin kadrolu olmasıdır” dedi.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Memiş’in, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile görüşmesinden atama bekleyen sağlıkçılara müjdeli bir haber çıktı. Sağlık Bakanı Akdağ’ı ziyaret eden Memiş görüşmede Bakan Akdağ’a sağlık hizmetlerinde yaşanan istihdam farklılıklarının çalışma barışını olumsuz etkilediğini ifade ederek aynı işi yapan sözleşmeli-kadrolu personelin bu ayrımdan rahatsız olduğunu söyledi. Memiş, diğer bakanlıklarda sözleşmeli personel alımlarının gittikçe azaldığını belirterek Sağlık Bakanlığı’nın 4/B statüsündeki personel alımını durdurmasını talep etti.

Memiş, kendilerinin talebini olumlu karşılayan Akdağ’ın da konu ile ilgili yasal düzenlemenin gerekliliğini belirttiğini, sözleşmeli personel alımının önümüzdeki yıldan itibaren durdurularak kadrolu personel alımına başlanabileceğini ifade ettiğini söyledi.

“KAMU PERSONELİ DANIŞMA KURULU’NDA BU KONUYU MASAYA YATIRACAĞIZ”

Bakanlığın sözleşmeli personel alımına son verecek olmasının son derece önemli olduğu söyleyen Memiş, “Hedefimiz Sağlık Bakanlığı’nda çalışan tüm personelin kadrolu olmasıdır. Bakanlıkta, geçen sene kadroya geçirilen sözleşmeli personelden sonra yeniden yapılan alımlar sonucunda 25 bin sözleşmeli personel görev yapmaktadır. Yetkili sendika olarak önümüzdeki aylarda katılacağımız Kamu Personeli Danışma Kurulu’nda hükümet yetkilileri ile bu konuyu masaya yatıracağız. Söz konusu 25 bin sözleşmeli personelin de kadroya geçmesini sağlayacağız” dedi.

Memiş, Bakan Akdağ ile yaptığı görüşme sonucunda, halen görevde olan sağlık çalışanları için de yeni alımlar öncesi tüm illerin boş pozisyonlarının ilan edildikten sonra yeni alımların boşalan yerlere yapılması ile tüm sağlık çalışanlarının olumlu yönde rahatlayacağını sözlerine ekledi. – Ankara