Ana Sayfa Blog Sayfa 10

Günde 500 Kalori Yakmanın 10 Yolu

0

Hepimizin bildiği gibi kilo vermenin yolu inatçı yağlardan geçiyor. Onlardan kurtulmayı başaramadığımız sürece kilo vermek de hayal oluyor… Bu durum sizi sürekli ve bilinçsizce diyet yapmaya zorlayarak sağlığınızı olumsuz yönde etkiliyor. Ancak herhangi bir diyet yapmanıza gerek kalmadan da günde 500 kalori yakabilirsiniz.

Daha küçük tabaklar

Kilonuzu bilerek, metabolizma yapınızı göz önünde bulundurarak neyi ne kadar yemeniz gerektiğinizi bilmeniz çok önemli. Eğer ki her öğünde fazladan besin tüketiyor ve bu durumdan şikayetçi oluyorsanız daha küçük tabaklardan yemenizi öneririz. Ne kadar büyük tabak kullanırsanız, tabağı ağzına kadar doldurmak için elinizin ayarı da şaşacaktır. Siz siz olun, küçük tabakları tercih edin ve kalorilere meydan okuyun!
Üç büyük tuzak

Beslenmesine dikkat eden, kilo vermeye çalışan kişilerden şu cümleyi sürekli duyduğunuzu varsayıyoruz: “Şeker, un ve tuzdan uzak duruyorum!…’’ Halk arasında üç beyaz olarak da bilinen, metabolizmayı ve vücut sağlığını olumsuz yönde etkileyen şeker, un ve tuzu hayatınızdan tamamen çıkararak fazla kalorileri de bir kenara bırakmış olursunuz. Kalorilerden uzak durmanın yanı sıra dengeli ve sağlıklı beslenme için uzak durulması gereken bu üç düşman; kalp ve böbrek sağlığınızı tehlikeye attığı gibi, obezite, diyabet ve tansiyon gibi rahatsızlıklara davetiye çıkarıyor. Un, tuz ve şekeri hayatınızdan bir anda çıkaramıyorsanız, giderek azaltmayı deneyin. Bir süre sonra değişime alışacak, yemek istemeyeceksiniz bile.

Harekete geçin

Sağlıklı bir yapıya sahip olmak için beslenmeniz kadar ne kadar hareket ettiğiniz de çok önemli. Üşengeçliğinizi bir kenara bırakıp, mümkün olduğunca tüm işlerinizi “tabana kuvvet” diyerek halletmeniz sizin yararınıza olacak. Herhangi önemli bir sakatlığınız ya da rahatsızlığınız olmadığı sürece asansör yerine merdiven kullanın. Yakın mesafelerde otomobil ya da toplu taşıma tercih etmeyin ve yürüyün. Telefon görüşmelerinizi oturarak değil yürüyerek yapın. Bunların hiçbirini çok hızlı tempolarda uygulamak zorunda değilsiniz. Sadece sık sık yürüyün ve bir yerde saatlerce oturmamaya çalışın. Gün içinde hareket ederek yaktığınız 350 kaloriye ek olarak biraz daha fazla hareket ederek bu rakamı 500’e çıkarmak elinizde!
Gazlı içeceklere hayır

En sevdiğiniz yemeği yerken yanında soğuk ve gazlı bir içeceğin size nasıl bir keyif verdiğini biliyoruz. Ama bu gazlı içecekler içeriğindeki şeker, fosforik asit, aspartam ve kafein gibi bileşenlerle metabolizmanıza zarar verdiği gibi rafine şeker sebebiyle kalori miktarında da artış gösteriyor. Gazlı içecekleri zihninizden çıkararak, varlığını unutup sadece su tüketmenizde yarar var.

Tatlı yerine meyve

Birçoğumuz her ne kadar sağlıklı ve temiz beslenmeye çalışsak da tatlıya olan tutkumuza bazen karşı koyamıyoruz. Unutmamak gerekir ki aslında o çok masum ve sempatik gözüken tatlıların içinde koca bir kalori dünyası var. Un, şeker, tatlandırıcılar ve şuruplar tatlıyı olduğundan daha da kalorili hale getiriyor, böylece tükettiğiniz her “fit” olmayan tatlıda kilo alıyorsunuz. Tatlı krizinize karşı gelmek için başka alternatiflerinizin de olduğunu hatırlayın. Mesela bir muz ya da bir elma, belki birkaç adet çilek… Meyvelerde bulunan şeker ve kalorinin yediğiniz tatlılardakiyle aynı olmadığını belirtmek isteriz. Ama yine de her şeyin fazlası zarar mantığından yola çıkarak, meyve tüketimini de abartıya kaçmadan yapın.Televizyondan uzak durun

Tüm gün iş için koşturup durdunuz, çok yoruldunuz ve eve gidip ayaklarınızı uzatıp televizyonun karşısında yayılmanın hayalini kuruyorsunuz… Aslında ne kadar yorgun olursanız olun yapmanız gereken yarım saatlik bir egzersiz ya da açık havada yürüyüş olsa da bazen evde oturmak isteyebilirsiniz. Ama kumandanın yanına başka faktörler eklemeyin! Televizyon izlerken gördüğünüz yiyecek reklamları iştahınızı kabartıyor olabilir. İradenize sahip çıkın ve en azından elinizi patlamış mısır, cips, çikolata gibi sağlıksız besinlere götürmeyin. İradenize karşı gelebildiğiniz anda kalorileri başınızdan savmış olacaksınız, bunu yapabilirsiniz!

Midenizi dinleyin

Ne yazık ki bilinçsiz ve dengesiz beslenen her kişi için yemek yemek demek, sofradan tıka basa, ağrılar içinde ayrılmak demek. Ama unutmayın ki böyle bir zorunluluğunuz yok. Çünkü fazladan yediğiniz her besin size ekstra ve almamanız gereken kaloriler olarak geri döner. Üstelik fazladan kalori aldığınız gibi midenize de zarar vermiş olacaksınız. Spazm, kasılma ya da karın ağrısıyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Yemek yerken bir yandan da midenizi ve vücudunuzun verdiği tepkilere dikkat çekin. Çok yediğinizde mideniz size sinyalleri zaten verir. Ona kulak vermediğinizde ise mide rahatsızlıkları ortaya çıkar.
Kuruyemiş yasağı

Kuruyemişler, diyet listeleri uygulayanların ya da sağlıklı şekilde enerji almak isteyenlerin en çok tükettiği besinlerden. Her ne kadar iyi bir enerji kaynağı olsa da özellikle kavrulmuş yemişlerden uzak durmanız gerekiyor. İşlenmemiş ve kavrulmamış kuruyemişleri tercih ederek kalori alımını daha aza indirmeniz mümkün. Burada dikkat etmeniz gereken diğer bir nokta ise kuruyemişi gece ve ara öğünlerin dışında yememeniz. Gece aldığınız her besin, size kalori ve yağ olarak geri döner.

Yiyin ve kalkın

Gelenek ve göreneklerimiz gereği sofra muhabbetlerini çok seviyoruz, bu bir gerçek. Tabaktaki yemek yenilip bitirilse bile, ortadan ufak ufak bir şeyler atıştırmaya bayılıyoruz. Sizce de bu alışkanlığı biraz değiştirmenin zamanı gelmedi mi? Sofrada oturduğunuz sürece tıka basa doymuş bile olsanız masanın bir ucundan bir ucuna atıştırmaya devam edeceksiniz. Bu kadardan bir şey olmaz deyip yemeğe devam edeceksiniz ve ekstra kalorileri bünyenize dahil etmiş olacaksınız. Siz en iyisi küçük tabağınızdaki yemeğinizi bitirin ve sofradan ayrılmaya bakın.
Kaç kalori?

Sürekli kalorinizi düşünün demiyoruz. Ama tükettiğiniz öğünde ne kadar kalori olduğunu bilmenizde de yarar var. Böylece yemeği fazla kaçırdığınız zamanlarda telafi edebileceğiniz bir ortam oluşabilir. Öğle yemeğinde fazla miktarda yediyseniz, kalorisini hesaplayarak akşam yemeğinde daha uygun bir öğün tüketebilirsiniz.

 

Stiliniz için Gardırop Rehberi

0

Gardırobunuzdaki diğer kıyafetlerle kolaylıkla kombinleyebileceğiniz, tüm havalar için olmazsa olmaz 9 parça, kombin önerileriyle size her gün ilham kaynağı olacak:

1. Basic Tişört (beyaz)

Beyaz tişörtünüz gardırobunuzun baş kahramanıdır.2. Gömlek (beyaz)

Beyaz gömleğinizi pantolon, etek ve şort ile kullanabilirsiniz; ya serbest bırakarak yada önden bağlayarak fark yaratabilirsiniz.
3. Elbise (siyah mini elbise. Trendi devam eden beyaz elbise de artık kurtarıcınız)

Düz siyah ve beyaz elbiseler ayakkabı değişiminize göre gündüzden geceye geçişte en kolaylık sağlayan parçanızdır!
4. Jean

Vücut tipinize en uygun olan jean pantolonu bulunca kendinizi çok şanslı hissedebilirsiniz. Bu zamansız parça en önemli kurtarıcınızdır.
5. Trençkot

Hangi kıyafetinizle tamamlarsanız tamamlayın; ister jean, ister siyah elbise isterse çıplak ten… Şık görünmeniz garantidir.
6. Stiletto (siyah yada nude renkte. Ayağınızda sorun varsa şık bir babet olabilir)

Her kadın için bir çift Louboutin stiletto ve Chanel babet tutkudur.7. Sneaker ( istediğiniz renkte olabilir, yazın sneaker yerine Birkenstock terlik tercih edilebilir)

Sneaker ve Birkenstock terlikler, her anınıza eşlik edebilir ve bu rahatlığın keyfini özellikle ofise giderken yaşayabilirsiniz.
8. Deri veya kot ceket

Biraz asilik arada iyidir. Cool tavrınızı stilinize yansıtacağınız bu parçalar, aynı zamanda serin havalarda kurtarıcınızdır.

9. Designer çanta (Klasik, yatırımlık lüks marka bir çanta)

Bir ömür boyu kullanabileceğiniz çantalara yatırım yapmak, stilinize de yatırım yapmaktır.

Herşey ile kombinleyebileceğiniz kıyafet ve aksesuarların uzun ömürlü olması önemlidir. Eksiklerinizi, kaliteli seçimler yaparak online ikinci el moda sitelerinden tamamlayabilir, gardırobunuzun kullanışlı olması için siz de giymediklerinizi boşuna bekletmeyip, satabilirsiniz.

Bütçenizi sarsmadan, her sabah mutluluk veren bir gardıroba artık sahipsiniz.

Yağmur Çizmeleri ile 7 Stil Önerisi

0

Kombin oluşturmak zor görünsede, bu parçaya alıştığınızda ılık havalarda yağış olmasa dahi şortlarınızın, elbiselerinizin altına giyerek, kendi özgün stilinizi oluşturma mutluluğu yaşarsınız.

Birçok ünlü, blogger ve sokak stillerinden seçtiğimiz farklı stiller ile hangi kıyafetlerle, nasıl giyilebileceğinin kolaylığını size sunmak isteriz.

1- Yağmur çizmenizin en yakın dostları şal ve trençkottur.

2- Vazgeçilmez siyah elbisenize hemen uyum sağlar.

3- İş hayatınızda elbise ve aksesuarlarınızla birlikte şıklığınızdan ödün vermeden yağmur çizmesi ile stilinize farklı bir boyut getirirsiniz.


4- Kasvetli havaların etkisinden etkilenmemenin en iyi yolu, renkli yağmur çizmesi ve desenli çoraplardır.


5- Soğuk havalarda hızlı, kolay ve çabasız bir sokak stili için parka ve skinny jean, yağmur çizmenize eşlik eder.

6- Ilık havalarda şort ve dilerseniz kısa üstler ile cool bir stil oluşturursunuz.


7- Çizmenizin içine giyeceğiniz diz altı çorap ve desenli kıyafetlerinizle eğlenceli haftasonu stiliniz hazırdır.

Doğru Giyinmenin Püf Noktaları

0

Kişinin göz zevkinin ve kıyafet zevkinin iyi olması onun iyi ve güzel giyinmesi için büyük bir artıdır. Ancak buna rağmen kıyafet seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. İşte size doğru giyinmenin püf noktaları…

Yaşına göre giyinmemek

Eğer yaşınız 30 ve üzeriyse kamuflaj desenli kıyafetlerinizi hemen gardırobunuzun derinliklerine gömün ya da yeğeninize verin. Çünkü onlar gerçekten gençler için.

Sadece tayt giymek

Evet taytlar birkaç sezondur çok moda ama eğer bacaklarınıza yeterince güvenmiyorsanız, asla taytı tek başına giymeyin. Uzun tunikler ve topuklu çizmelerle çok daha çekici görüneceğiniz kesin!
Şık da olsa beyaz çizme

Modanın çılgın çocuğu Galliano bile, beyaz; topuklu çizmelerin bir kadını bayağılaştırmaktan başka bir işe yaramadığını söylüyor. Siz onu dinleyin ve eğer böyle bir çizmeniz varsa, hemen ondan vazgeçmenin yollarını arayın.

Yerine göre giyinmemek

Şık bir partiye salaş bir pantolonla, bir sokak festivaline gece kıyafetiyle katılamazsınız. Bu en basit görgü kuralıdır. Eğer rahatlığınızın ön planda olacağı bir aktiviteye katılıyorsanız, kıyafetinizi buna göre seçmeye özen gösterin.
Tek bir aksesuvarla şık olacağını sanmak

Şıklık bir bütündür ve bunu asla tek bir aksesuvarla sağlayamazsınız diyor Vakko´nun tasarımcısı Zac Posen. Eğer her tarafınız dökülüyorsa, sadece çok trendy bir çanta veya ayakkabı giyerek kendinizi asla kurtaramazsınız. Tümüyle salaş ve özensiz olmak mı?

Vücutla orantısız aksesuvar kullanmak

Evet kesinlikle çok rahatlar… Özellikle de uzun seyahatler için. Ancak o bile herkese yakışmıyor. Eğer gereğinden fazla kiloluysanız, küçük bir sırt çantası yerine daha büyük omuz çantalarını tercih edin. Böylece fazla kilolarınızı da kamufle edebilirsiniz.

Her türlü abartı

Eğer kış aylarını karın aylarca erimediği bir yerde geçirmiyorsanız, asla böyle bir bota ihtiyacınız olmayacak. Özellikle de metropollerde! Havanın her daim değiştiği bahar aylarında daha makul kıyafetler giyerek komik görünme ihtimalini sıfırlayabilirsiniz.

Tonları tutturamamak

Renk uyumu konusunda takıntılı olabilirsiniz ama eğer tonları tutturamayacaksınız, boşverin gitsin! Hem de bütün modacılar renk uyumunun çok demode olduğunu söylediği bugünlerde!
Vücuduna göre değil, trendlere göre giyinmek

Bir moda kurbanı gibi görünmek istemiyorsanız, kıyafet alışverişi yaparken çok iyi düşünün. Kabinde giydiğiniz parçaların her birini ayrı ayrı inceleyin, vücuduna yakışıp yakışmadığına bakın ve öyle satın alın. Popo kısmı taşlanmış jean pantolonlar moda olsa da bunun ancak çok formda birine yakışacağını unutmayın.

 

Moda Haftalarından Sokak Stilleri

0

En çok göze çarpan parçalar; oversize palto, sneaker, lüks marka çantalar, desenleri ve mesajlarıyla enerji veren kıyafetler. En çarpıcı lüks sokak görünümlerini ikinci elden hesaplı seçimlerle yakalayabilirsiniz.

Londra Moda Haftası:


 


 


 


 


 

Milano Moda Haftası:


 

Paris Moda Haftası:



 



 

Ofis Stilinizi Zenginleştirici 5 Öneri

0

1.Fular

Kıyafetlerinize renk ve hareket getiren bu aksesuarı çantanıza ve saçlarınıza da dost etmeyi unutmayın. Kaliteli ve zengin stil görünümünüzü hissetmeniz için kendinizi en az 2 adet ipek fular ile ödüllendirin.

İkinci el marka fularlar için tıklayın.

2.Broş

Bu şık aksesuarı bu sene her yerde görebilirsiniz. Trend olması bir yana broşu sadece yakanızda değil, şapkanızda, elbiselerinizde, kazaklarınızda ve hatta saçınızda bile kullanabilirsiniz.

İkinci el broşlar için tıklayın.

3.İnci Kolye

Klasik, asil ve zarif olmak… Evet inci kolye saflığı ve asaletliği ile ofis stilinize eşlik eder. Gerçek yada sahte kullanmanızın bir önemi yoktur, yeter ki doğru şekilde kullanın.

İkinci el inci kolyeler için tıklayın.

4.Kaliteli stiletto ve babet

Mükemmel bir stiletto iş yerinde özgüvenli adımlar atmanızı sağlar, daha dik durursunuz ve kendinizi iyi hissedersiniz. Ayaklarınız yorulduğunda yada dışarıda koşturduğunuz günlerde ise mutlaka zarif duruşu ve kalitesi ile bir babet size eşlik etmelidir.

Sevgilinizi Tanıyor musunuz?

0

Sevgilinizin bir anda sizi terk edip gitmesini garantileyemeyiz ama bu ihtimali daha aza indirmek için size birkaç tüyo verebiliriz. Erkeklerin nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadığını bilirseniz, onların sizden çabuk sıkılmalarını da önlemiş olursunuz. Her erkek farklıdır ama her erkeğin ortak birkaç noktası vardır. İşte bu sayfada erkeklerin ortak olmazsa olmazlarını bulacaksınız. Uzmanların yorumlarıyla erkeklerin hata olarak gördükleri 5 özellik aşağıda!

1. Hesabı devamlı ona ödetmeyin

Erkeklerin genellikle cömert davranmayı sevdiğini ifade eden uzmanlar, ‘Ama bırakın, içlerinden gelerek bunu yapsınlar. Eğer her zaman hesap ödeme görevini ona bırakıyorsanız, kendilerini kullanılmış gibi hissederler’ diyor.

2. Duygularınıza hakim olun

Partneriniz sizden taş gibi duygusuz olmanız beklenmiyor, yeter ki tartışmalar sırasında duygularınıza hakim olup bir yetişkin gibi konuşun. Erkekler gözyaşlarından etkilenir ve hiçbir erkek bir kadını ağlatmak istemez.
3. 
Erkekler konuşmayı sevmez

Biraz suskun olan erkek sevgilinin sürekli üzerine gidip, ısrarla, her şeyin yolunda olup olmadığını sormak ters tepkiye yol açıyor. Uzmanlar, erkeklerin, kadınlar kadar çok konuşmayı sevmediğine ve tek başlarına da çok mutlu olabildiğine dikkat çekiyor.

4. Arkasından konuşmayın

Arkadaşlarınıza anlattığınız şeyler konusunda çok dikkatli olmanız gerekiyor. Siz unutabilirsiniz veya affedebilirsiniz ama arkadaşlarınız size yapılan haksızlıkları kolay unutmazlar. Anlattıklarınız olumsuz olmasa da, sevgilinizle ilgili olan bütün sırlarınızı ortaya dökmekten kaçınmalısınız. Bazı olaylar yalnız sizin aranızda kalmalı.5. Fazla ileri gitmeyin

Erkekler duygularını kadınlar kadar kolay gösteremez. Fazla ileri gidip gitmediğinizi anlamak için önce bir deneyin. Elini tutun veya omzuna elinizi koyun ve nasıl bir tepki vereceğini görün. Eğer fazla yakınlıktan rahatsızlık duymuyorsa, sorun yok. Ama hareketlerinize karşı çekingen davranıyorsa, onu fazla zorlamayın.

Aldatılmanız Durumunda Ona Nasıl Tepki Verirsiniz?

0

üyeler arasında yaptığı son ankette “Eşinizin/sevgilinizin sizi aldatması durumunda, ona nasıl bir tepki verirsiniz?” sorusunun cevabını aradı. Oylamaya katılan kadın ve erkeklerin çoğu böyle bir durum ile karşı karşıya kalındığında ”terk etme ve ilişkilerini sonsuza dek koparma” konusunda hemfikir olmalarına rağmen ikinci en popüler cevap “intikam alırdım” oldu.

Kadın ve erkeklerin farklı bakış açılarından hayata dair merak edilen her konuda fikir alışverişine olanak sağlayan sosyal paylaşım platformu KizlarSoruyor.com bu defa üyelerine “Hayatını paylaştığın eşin veya sevgilinin seni aldattığını öğrendin, bununla nasıl başa çıkardın? Tepkin nasıl olurdu? Terk edip sonsuza kadar hayatından çıkarımıydın? Yoksa ‘İçten özür dilerse ben kıyamam, affederim’ diyenlerden misin?” diye sordu.

Dört seçeneğin olduğu oylamaya 1.435’i kadın, 1.285’i erkek olmak üzere toplam 2.720 kişi katıldı. Soruya cevap veren üyelerin yüzde 69’u, “Terk ederim ve ilişkimi sonsuza dek koparırım” seçimini yaptı. Bu cevabı veren toplam 1.772 kişiden %53’ü kadın ve %47’si erkek. Yani kadınlar ve erkekler bu konuda birbirine yakın şekilde düşünüyor. Ancak “İntikam almadan içim rahat etmez” diyenlerin oranı da (%19) bir hayli yüksek ve bu seçenek ikinci en popüler cevap oldu. Verilen cevaplara göre artık “ailenin huzurunu bozmamak için aldatılmayı sineye çekmek” eskisi kadar yaygın bir tercih gibi görünmüyor.

İşte üyelerin belirttikleri görüşlerden bazıları:

pentin Yaş: 26
Sitenin çoğu hemen giderim demiş. Komik buldum açıkçası. Kimse gidemiyor. Hele evliyseler, hiç gidemiyorlar. Çocuklar varsa gitmek zaten binde bir ihtimal. O sebeple bu soruya kesin ve üstten üstten cevap vermek saçma olur. Umarım başımıza gelmez, umarım test etmek zorunda kalmayız.

EniyiYorumcu Yaş: 18
Aldatılmak demek ihanet demek, güvenin yerle bir edilmesi ve ahlaksızlık demektir. Böyle bir şeye asla sessiz kalmam ve ayrılırım net. Çocuklarımı böyle birinin yetiştirmesini istemem.

adımlaseslendi Yaş: 22
Yaptığına öyle bir pişman ederim ki…

SezaiAcima Yaş: 24
Eğer bu hata tekrar edilmeyecek ve ben onu seviyorsam affedebilirim. Çok düşük bir ihtimal.

uzaykedisi Yaş: 18
O anda tanıdığım o adamı unutur, nefret ülkesine adımımı atar, mayın tarlalarında ölümüme koşarım!!! E biter gider, dramatize etmeye gerek yok ki.

geçmişiolmayanadam Yaş: 21
Ayrılırım, hataya hatayla karşılık verip bende aldatmam.

mervenurp Yaş: 19
Zaten böyle bir şeyi yapan birisine güvenmek ve ikinci bir şans vermek aptallık olurdu bence.

contesersefil Yaş: 30
Sessizce terk ederim tek kelime etmeden. Bir ömür kafasında aynı soruyla gezer neden terk etti diye. Takıntı olurum böylece aklında ve en büyük intikam zihinleri ele geçirmektir.

şekeykız Yaş: 24
Ailenin huzuru zaten bozulmuştur ki. İhanet bir evlilikte asla müsamaha gösterilmemesi gereken bir davranıştır.

seyoby Yaş: 20
Aldatmak karşımızdakinin bize değer vermediğini gösterir zaten ve size değer vermeyen biriyle devam ediyorsanız karaktersiz kişiliksizsinizdir zaten.

darkismyname Yaş: 18
Yüksek ihtimalle terk ederim ama olayın nasıl geliştiği kısmı da baya önemli. Bir de duruma göre çok seviyorsam affetme olasılığım da olabilir tabi.

ELRoY34 Yaş: 28
Bu davranışının yanlış olduğunu, bir daha beni aldatmamasını, aldatırsa bunun beni inciteceğini, aldatmaya konu tutum ve davranışlarımı tekrarlamayacağımdan bahisle, dikkatli davranacağımı söyler, hatasız kul olmaz diyerek ilişkimi kurtarmaya çabalardım.

İlişkiniz Dışarıdan Nasıl Gözüküyor?

0

Sevgilinizle başbaşa bir yere gittiğinizde dikkatli olun. Size hizmet eden garson ya da resepsiyonist hareketlerinizi gözlemleyerek ilişkinizi değerlendiriyor olabilir.

Bir restorana gittiğinizde, yan masanızda oturan çiftlerin hareketlerini izlediğiniz oluyor mu? İtiraf etmek gerekirse, en sevdiğimiz şeylerden biri…

Sadece izleyerek veya dinleyerek, insanların ilişkileri hakkında yorumlar yapabilmek gerçekten de eğlenceli. Bu eğlenceyi yaşayan başka insanlar da yok değil. Garsonlar, barmenler veya resepsiyonistler çiftlerin etrafında saatlerini geçirip onların ilişkilerini analiz ediyor. Bu meslek gruplarından dört kişiyle konuştuk. Özel hayatlarını önemsediğimiz içinse isimlerini kendimize sakladık.

RESEPSİYONİST

Bavulun önemi:

“İlişkinin ilk günlerinde, çift otele genellikle iki ayrı bavulla gelir. Özellikle kadınların bavulları çok küçük olur. Bunun sebebi, karşılarındaki erkeğe “Bak yanıma ne kadar az giyecek alıyorum. Hiç de zor biri değilim. Bir hafta sonu tatili bu kadar kıyafet bana yeter” mesajı vermektir. Diğer bir taraftan, uzun süredir birlikte olan çiftlerse aynı bavulu paylaşırlar.
Her şey giyimde saklıdır:

Bir çiftin uyumunu giyim tarzlarından anlayabilirsiniz. Bazen otellerde verilen davetlere çift olarak katılanlardan birisi çok şık giyinmiş olurken, diğeri şort ve tişörtle geliyor. İşte o zaman o çiftin uyum içinde olmadığını anlıyoruz.

Oda servisi:

Aşık çiftler odadan çıkmamayı tercih ediyor. Bunun sebebi sadece sevişmeleri değil, odada DVD izleyip romantik saatler geçiriyorlar. Çünkü başbaşa olmaktan hoşlanıyorlar.

Boşandıktan Sonra Hangi Soyadını Kullanabileceksin?

0

Av. Onur Kaykayoğlu; Toplumumuzda boşanan çiftlerin artması sebebiyle boşanan bayanın hangi soyadı kullanacağına dair açıklamalarda bulundu…

BOŞANMA SEBEBİYLE SOYADIN KULLANILMASI

Toplumumuzda boşanan çiftlerin artması sebebiyle boşanan bayanın, eşlerin müşterek çocuklarının hangi soyadı kullanacağına dair sorular, sorunlar gündeme gelmekte zaman zaman da, televizyonlarda ve gazete haberlerinde aynı konuda farklı haberler yer almaktadır.

Boşanan bayan hangi soyadını kullanacaktır ?

Medeni Kanun bayanın evlenmeden önceki soyadını alacağını belirtmekle birlikte boşanma sonrası soyadının değişmesinin bayana zarar verecekse, boşandığı eşinin soyadını kullanmasına izin vermektedir. Ancak kadının bu soyadını kullanması erkeğe de, herhangi bir şekilde zarar vermemelidir. Eğer boşanan kadın açacağı davada, eski eşinin soyadını kullanmaması halinde uğrayabileceği zararı ispat ederse, hakim tarafından boşanmış olsa da, eski eşinin soyadını kullanmaya devam edebilecektir.

Boşanma sonrası çocuk annesinin evlenmeden önceki soyadını alabilir mi ?

Boşanma sonrası velayeti anneye verilen çocuk için annenin velayet hakkından sebeple dava açarak çocuğuna kendisinin evlenmeden önceki soyadının verilmesini istemektedir. Bazı mahkemeler bu talebi kabul etmezken zaman zaman bazı mahkemeler tarafından ise basına da yansıdığı üzere çocuğun hakları zarara uğramıyorsa annenin evlenmeden önceki soyadını kullanmasına kararlar vermekteydi. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu hususta karışıklığı giderecek bir karar vererek, çocuğun doğduğu günde anne baba evli ise babasının soyadını alacağını, velayet hakkının geçici bir hak olduğunu bu hakkın anneye çocuğun soyadını değiştirmek için dava açma hakkı vermeyeceğini, velayet hakkının 18 yaşında sona erdiğini, anne baba evli değilse ve çocuk baba tarafından tanınmamışsa veya çocuk hakkında babalığa dair bir karar yoksa ancak annenin evlenmeden önceki soyadını alabileceğini belirterek bu konudaki belirsizliğe çözüm getirmiştir. Çocuk ancak reşit olduktan yani 18 yaşını doldurduktan sonra kendisi Medeni Kanunu’nda belirtilen koşulların varlığı halinde soyadını kendisi değiştirebilecektir.

Evlendikten sonra sadece evlenmeden önceki soyadımı kullanabilir miyim ?

Aslında bu konuda Medeni Kanunumuzun 187. Maddesi açıktır; kadınlar evlendikten sonra eşinin soyadını almakla birlikte talepte bulunarak eşinin soyadı ile birlikte evlenmeden önceki soyadını da, kullanmasına izin vermektedir. Anayasa Mahkemesi, bayan bir meslektaşımızın her iki soyadı kullanması sebebiyle karışıklıklar yaşadığını, zarar gördüğünü belirterek yapılan bireysel başvuru üzerine Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkını ihlal ettiğine karar verdi. Ancak burada gözden kaçırılmaması gereken nokta şudur :
Anayasa Mahkemesi Medeni Kanunumuzun ilgili maddesini iptal etmemiştir. Nüfus Müdürlüğüne bu yönde yapılacak başvurularda Nüfus Müdürlüğü’nün bu talebi kabul etmesi mümkün değildir. Bu sebeple, evlenen bayanın evlendikten sonra sadece evlenmeden önceki soyadını kullanması mümkün gözükmemektedir. Ancak ilgili yasalar değiştirilerek bu konuda düzenleme yapılırsa, söz konusu olabilecektir.

Av. Onur Kaykayoğlu