Soma’da anne olmak

Soma'da anne olmak

Manisa’nın Soma ilçesinde, geçtiğimiz 13 Mayısta yaşanan, 301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın yıldönümü nedeniyle Türk Eğitim Derneği (TED) tarafından “Soma’da anne olmak” konulu panel düzenlendi.


Panele katılan, faciada eşini kaybeden 3 çocuk annesi Leyla Çambal ve 1 çocuk annesi Hidayet Tokgöz’ün anlattıkları salonda bulunanları gözyaşlarına boğdu. TED tarafından düzenlenen, moderatörlüğünü gazeteci İsmail Küçükkaya’nın yaptığı panelde Somalı anneler Hidayet Tokgöz ve Leyla Cambal’ın yanı sıra sanatçı Filiz Akın ve Hacettepe Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhunde Öktem yer aldı.


“Arzumuz Soma’daki çocukların hayatlarına dokunmak”


Sanatçı Filiz Akın yaptığı konuşmada Soma’da yaşanan acıları dile getirdi. Akın şunları söyledi: “Çok büyük acılar yaşandı, halkımız bunu derinden hissetti, gözyaşı döktü. Oradaki anaların bir kısmı evlatlarını, daha genç anneler kocalarını kaybetti. Biz onların acılarını alamayız ama yardımda ve katkıda bulunabiliriz. Bu nedenle Türk Eğitim Derneği olarak bu paramparça hayatlara dokunmak istedik. Ben TED’in burslu bir öğrencisiyim. TED olmasa benim hayatım da farklı olabilirdi. Türk Eğitim Derneği bana güçlü olmayı korkmamayı taviz vermeden hayata devam etmeyi öğretti. Geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz Enes de büyüyüp okula gidebilseydi bizim meşalemiz olacaktı. Ben de bir meşaleyim. Arzumuz Soma’daki çocukların hayatlarına dokunmak, ailelerine verdiğimiz destekle okuyup başarılı olmaları. Dileriz ki bu meşale hem onları hem ülkemizi aydınlatsın.” 


“Soma’daki anneler mutsuz”


Kazada elektrik ustası eşini kaybeden ana sınıf öğretmeni Hidayet Tokgöz, konuşmasında Soma’daki anneleri şöyle anlattı; “Soma’daki anneler mutsuz, amaçsız. Soma’daki anneler çok yalnız. Soma’da anneler artık bedenen varlar ama ruhen yoklar. Soma’daki anneler artık evlatlarının en çok sevdiği yemeği bile pişirmiyorlar. Pişiremiyorlar, çünkü yiyecek evladı yok. Soma’daki anne haykırıyor; ‘Keşke evladım yaşasaydı, bana her gün anneler günü olsaydı’ diyor. Soma’daki anneler ve eşler artık dayanılması çok zor acılar yaşıyorlar. Bir yandan eşin yokluğu, bir yandan yetiştirmesi gereken çocuklar. ‘Ve biz şimdi ne yapacağız kaygısıyla sağlıklı gelişemiyorlar.”


Renkli bluz giyemiyorlar


Soma’daki eşlerin ve annelerin toplumsal baskı altında olduklarını söyleyen Tokgöz, “İnanın kendilerine renkli bir bluz bile giyemiyorlar. Çünkü neden; ‘şimdi bize bak bak renkli giymiş’ derler diye. ‘Sen şehit eşisin nasıl böyle renkli giyersin’ derler diye toplumsal baskı altındalar” dedi. 


Selim resimlerinde siyahı kullanıyor


Aynı zamanda bir öğretmen olduğunu söyleyen Tokgöz, “Bu yıl çok garip bir öğretmenler günü hediyesi aldım. Öğrencim beni çizmiş. Detaya baktığımda gözümde gözyaşı. Evet çünkü ağlayan bir öğretmeni var. Benim babası madenci olan öğrencilerim de var. Çocuklar özellikle de benim 3 yaşındaki oğlum Selim resimlerinde siyahı kullanıyor. Çünkü o da farkında” dedi. 


Yaşadıklarını anlatan anne herkesi ağlattı


Tokgöz’ün 3 yaşındaki oğlu Selim ile eşi hakkında yaşadıkları bir diyalogu anlatması salonda bulananların çoğunu ağlattı. Diyalog şöyle; “’Babamı çok özlüyorum anne’ dedi. ‘Ben de çok özlüyorum oğlum’ dedim. ‘Ama gelmeyecek’ dedi. ‘Biliyorum oğlum gelmeyecek’ dedim. Bana yine bir gün ‘Anne biliyorum gelmeyecek ama sen ona çarşıdan bir pasta alsan doğum günü yapsak, sürpriz desek. Tamam anne, sustum sustum biliyorum gelmeyecek, babam gelmeyecek. O cennette değil mi?’ İşte bir anne buruda yıkılıyor. Evladına açıklama yapamıyor.” Soma’da dul olmanın da çok zor olduğunu sözlerine ekleyen Tokgöz, “Türk toplumunda yalnız bir kadın olarak şimdi öyle bir vasfımda var. Üzerimizde toplumsal baskıyı atamıyoruz. ‘İnsanlar şimdi bize ne der’ baskısını üzerimizden atamıyoruz” dedi. Tokgöz daha sonra eşine ait madenci kaskını takarak, ölümünden sonra eşine yazdığı şiiri okudu. 


“Sadece çocuklarım”


Kazada emekli olmasına rağmen çalışmaya devam eden eşini kaybeden 3 çocuk annesi Leyla Çambal, eşinin sadece çocukları okusun diye çalıştığını belirterek, “Hep ‘keşke o gün uyuya kalsaydım da işe göndermeseydim’ diyorum. Benim eşim öleli bir sene oldu. Bir senedir kendim için hiçbir şey istemedim, düşünmedim. Sadece çocuklarım, çocuklarım… Bende bir şey oluştu. Artık hep şehit aileleriyle görüşmek istiyorum. Onlar beni anlar, ben onları anlarım” dedi. 


“Benim eşim hiç ayakkabı eskitmedi”


Çambal, salondakilerin gözyaşlarına boğulmasına neden olan konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bana verilen para onların ayakkabı, gömlek parası etmez. Benim eşim hiç ayakkabı eskitmedi. Çünkü ayakkabı giymiyordu, hep çizme giyiyordu. Sabah madene gidiyordu akşam gelip yatıyordu. Başka hiçbir yere gidemiyordu. İnanın benim eşim senede sadece bir ayakkabı alıyordu. Hep çocuklarına harcıyordu. Ölümüne değil, onun kalbine yok sürene üzülüyorum.” Panelde konuşan Hacettepe Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhunde Öktem de konuşmasında Soma’da yakınlarını kaybetmiş insanlara psikolojik destek verilmesi gerektiğini söyledi. 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu