Astrolojik olarak nasıl etkileneceğiz?
Hepimizin hayatında tatmak, elde etmek, hayatımızda var etmek istediğimiz bazı nitelikler var. Bunlar, konfor alanımızı donatmasını istediğimiz maddi ve manevi unsurlardır. Bu şey’leri isteriz. Zira onların bize yakışacağını, bizi tam ve doygun hissettireceğini düşünürüz. Ama elde edememe veya edip de kaybetme korkularımız ayyuka çıkmışsa, bize “iyi geleceğini” düşündüğümüz şeylere bakış açımız, sağlıklı olmaktan çıkıp takıntılı bir hale gelebilir.
İnsan mutluluğu ve huzuru, nesnelere, konumlara, ilişkilere borçlu değil. Onlar bizi biz yapmazlar. Sadece hayatımızı dekore ederler. İnsan her şeye sahip olsa da, kaybetme korkusunun yaptırdığı hatalara düşer. Zihninde “daha iyi” olarak adreslediği bir konuma gelmek, daha “istediği gibi” bir hale dönüştürmek, daha fazla kontrol altına almak gibi eğilimlerle, elinde olanın tadını çıkartmaktan, şükranla ve huzurla yaşamaktan kendini mahrum edebilir. Ya da kaybettiklerine, geride kalanlara, istediği hale getiremediklerine takılıp, önüne bakmaktan, ileriyi görmekten, yeni olasılıklara açılmaktan kaçınabilir.
Olayları nasıl yorumlamalıyız?
Hayat bitmeyen bir yarış değil. Bazen de, yorulduğunda sırtüstü denize uzanmayı ve dalgaların seni usulca sahile taşımasına izin vermeyi bilmek gerekir. Ve hayat “daha fazlanın her zaman daha iyi” hissettirdiği bir “alışveriş çılgınlığı” da değildir! Gücümüzü sahip olduklarımızla değerlendirmek, özdeğer algımızdaki deliklere işaret eder. Dünyevi kazançlar ve kayıplar karşısında ne kadar insan kalabildiğimiz ise, gerçekten güçlü olup olmadığımıza…
