Ebeveynler, dinî değerleri ve sembolleri sevgiyle değil korku diliyle anlatıyor. Haliyle de, ürktüğü için dinden uzak duran bir nesil yetişiyor. Ya da dini değerleri hepten reddeden… Yeni Bahar Dergisi bugün çıkan sayısında zikredilen bu sorunu kapağına taşıdı. Kapakta, çocuklara din eğitimi verirken dikkat edilmesi gereken noktalara değiniliyor.
Dini mevzulara karşı duyarsızlaşan evlatların çoğalmaması için Uzman Pedagog Adem Güneş’in anne-babalara ilk tavsiyesi sevgi. “Korkutarak değil sevdirerek, severek inanç eğitimi verilmeli.” diyor. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de torunları Hasan ve Hüseyin’e iman esaslarını anlatırken mezkûr yolu kullanıyor. Onlara kızmıyor, cezalandırmıyor, yaramazlık yaptıklarında Allah’ın taş edeceği duygusuyla ruhlarına korku salmıyor. Bu konuda hepimizin bildiği örneği yeniden dile getirmekte fayda var. Allah Resûlü torunları sırtına çıktığında namazını bozmuyor ve devam ediyor. Selam verdiğindeyse onları öpüp kokluyor. Ne yazık ki, pedagojik formasyonda zayıf bir toplum olarak bizler tam tersi davranışlar sergiliyoruz. Camilerde çocukların top oynamasına müsaade etmemek, ses çıkarıyor diye çocukları dövmek bu davranışlardan sadece ikisi.
Fakat, tek başına sevgi yeterli olmuyor. Haberde Adem Güneş, sevgiden sonra ikinci adımın temsil olduğunu söylüyor. Çocukların süreklilik gösterdikleri davranışları anne-babadan öğrendiklerini ifade eden Güneş, 7 yaşından önce hal sonra kal diliyle dini değerlerin öğretilebileceğini anlatıyor.
