Çarşamba, Ocak 15, 2025
Ana SayfaYaşlı depresyonu daha zor teşhis ediliyor

Yaşlı depresyonu daha zor teşhis ediliyor

Yaşlı depresyonu daha zor teşhis ediliyor

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Feneryolu Polikliniği’nden Yrd. Doç. Dr. Oğuz Tan, her yaşta görülebilen depresyonun yaşlılarda da görüldüğünü belirterek konu hakkında bilgi verdi.


Yaşlı depresyonunun önemli bir özelliği, yaşlıların bütün hastalıklarında olduğu gibi, bakımının zor olmasıdır. Yaşlı depresyonu aileden başka insanların, bakıcıların, profesyonel sağlık mensuplarının çok zaman ve efor harcamasını gerektirir. Dolayısı ile ekonomik açıdan da pahalıya mal olur. Depresyon fiziki hastalıkları alevlendirir. Aynı anda birden fazla hastalığa sahip olan yaşlılara bir de depresyon eklenince sağlıkları iyice bozulur.


Önemine rağmen yaşlılarda depresyon teşhisi az konur. Bunun en önemli sebeplerinden biri, yaşlıların keyifsiz, neşesiz, mutsuz ve durgun olmasının normal karşılanmasıdır. Diğer bir sebep ise yaşlı depresyonunda bedensel şikayetlerin ön planda olmasıdır. Yaşlılar genellikle psikolojik durumlarından bahsetmezler, hatta psikolojik durumları sorulduğunda cevap vermezler. Ancak başlarının ağrıdığından, eklemlerinin sızladığından, nefeslerinin daraldığından, göğüslerinin sıkıştığından, iki adım attıklarında yorulduklarından, bağırsaklarının gazla dolu olduğundan yakınıp dururlar. Sonuçta Amerika’da bile depresyonu olan yaşlıların %55’i tedavi görmez.


‘Demek ki hasta depresyondaymış’


Fiziki şikayet ve hastalıklarla depresyon çoğu zaman öylesine iç içe girer ki, başlanan bir antidepresan ilaç iyi sonuç verdikten sonra ‘Demek ki hasta depresyondaymış’ denir.


Depresyon, sosyal fonksiyonu (hastanın dışarı çıkması, insan içine girmesi, topluma karışması, akrabaları ve arkadaşlarıyla görüşmesi, konuşmalara normal biçimde katılması vs.) akciğer hastalığı, eklem hastalığı, şeker hastalığı ve yüksek tansiyondan daha çok bozar. Fiziki fonksiyonu ise (bedeni taşıyabilme, ev içinde ya da dışında hareket edebilme, günlük işlerini yardımsız yürütebilme vs.) eklem hastalığı, şeker hastalığı ve yüksek tansiyondan daha çok bozar. Depresyon tedavi edildiğinde bütün bu bedensel hastalıkların verdiği acı azalır, hastanın hareketliliği artar, tedavi maliyeti düşer.



Depresyonda olanlar iki kat daha fazla doktora gider


Depresyona giren yaşlılar kendilerini daha ‘hasta’ algılar. Çok fazla doktora gidenlerin dörtte üçünde ciddi depresyon görülür. Depresyonu olanlar, diğerlerine göre iki kat daha fazla doktora gider, hastaneye yatırıldıklarında iki kat daha uzun süre yatar. Depresyonu da olan fiziki hastalar, mesela kronik akciğer hastaları, şeker hastaları, eklem hastaları ve yüksek tansiyon hastaları ile karşılaştırıldıklarında, hastane yataklarını daha uzun süre işgal ederler. Günde beş çeşitten fazla ilaç kullananların %65’i depresyon hastasıdır (depresyonu olmayanların sadece %35’i günde beş çeşitten fazla ilaç kullanır). Fiziki hastalığı olanlarda depresyon da varsa, bu kişilerin sağlığa harcadığı para, aynı şiddette fiziki hastalığı olan ama depresyona girmemiş kişilerle kıyaslandığında, iki kat daha yüksektir.


Hangi yaşlılar depresyona yatkındır


Kadınlar, dullar, fakirler, sosyal konumu düşük olanlar, üzücü ve beklenmedik olaylar yaşayanlar depresyona daha yatkındır. Genel sağlık durumunun kötü olması da depresyonu tetikler. Beyin ve hormon hastalıkları, kronik bronşit ve amfizem, kalp krizleri ve kanserler depresyona girme riskini oldukça artırır. Depresyon oranı genç erişkinlere kıyasla yaşlılarda daha düşüktür ama genel tıbbi durumu kötü ya da hastaneye yatırılmış olanlarda çok yüksektir.


Yaşlı depresyonunun nedenleri


Genç erişkinler için geçerli olan depresyon sebepleri yaşlılar için de aynen geçerlidir: Beyin kimyasında bozulma (serotonin, adrenalin, dopamin maddelerinin salgısında azalma), olumsuz düşünce yapısı (mükemmeliyetçilik, kendine güvensizlik, karamsarlık gibi) ve bazı kişilik özelikleri…



Yaşlılarda özellikle vurgulamak istediğimiz noktalardan biri, beyin damar hastalıklarına bağlı depresyondur. Beyin damarlarında tıkanma ya da beyin kanaması sonucu dışarıdan bakıldığında görülen sadece felçtir ama bu hastaların önemli bir bölümü depresyona da girer. Aynı şiddette sakatlığa yol açan başka hastalıklar, felçler kadar depresyona yol açmazlar. Çünkü felçlerde hasta organ, aynı zamanda duygu ve düşüncelerimizin de merkezi olan beyindir. Bazen beyinde küçük küçük bir sürü damar tıkanıklığı olur; bu hastalarda herhangi bir felç veya sakatlık ortaya çıkmaz, ama yine de depresyona girerler.


Beyin tomografisi veya MR’ı çekilip de beyninde küçülme (atrofi) görülen hastalar da depresyona yatkındırlar. Beyni küçülmüş yaşlıların bir kısmı uzun ve sağlıklı bir hayat yaşarlar, ama bir kısmında ileride bunama gelişir. Bunamalar da (mesela Alzheimer hastalığı) yaşlı depresyonunun önemli sebeplerinden biridir. Hastaya en çok acı veren durum, bunamanın kendisinden çok depresyondur. Hasta yakınları da genellikle unutkanlığı kabullenirler, ama depresyondan dolayı çok zahmet çekerler.


Depresyon ise tedavi edilebilen bir hastalıktır


Bazen bunama unutkanlıkla değil doğrudan doğruya depresyon belirtileri ile ortaya çıkar. Bazen de depresyon o kadar şiddetli unutkanlığa yol açar ki, hastanın bunadığı sanılır (bu tür depresyona yalancı bunama veya psödodemans denir). Bunama ile depresyonun birbirinden ayrılması önemlidir; çünkü bunama giderek ilerleyen, depresyon ise tedavi edilebilen bir hastalıktır. Parkinson hastalığı hem depresyona hem bunamaya sebep olabilen bir beyin hastalığıdır. Hareketlerde yavaşlama ve titremeyle ortaya çıkar. Yaş ilerledikçe daha sık görülür.

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Most Popular

Recent Comments